Oruçlu günlerde bayramın özlemi ile yanıp tutuşurken, şu bayram günlerinde de dünü hatırlasak acaba yanlış mı yaparız? Hani hikayedeki gibi; orucunu tutmaya başlayan Müslüman'ın susuzluktan dili-damağının kuruduğu bir anda, karşısında billur gibi su içen gayri müslimi gördüğünde "Dininizinkıymetinibilinha..." tavsiyesinde bulunması bu Ramazan pek tutmadı galiba... Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum, Ramazan'ın ilk günleri İstanbul'daki papaz,haham,rahip ve patrik ne kadar gayri müslim din adamı varsa koşturmaya başladı. Sanırsınız ki, Ramazan orucunun en sadık ve mütevekkil uygulayıcıları onlardı! Daha üçüncü gün MarmaraGrubu' nun düzenlediği geleneksel iftar ile başladılar, son güne kadar oradan oraya koşturdular. Sevgili AkkanSuver' in yıllar önce başlattığı ve dönemin Diyanet İşleri Başkanı MehmetNuriYılmaz ile kamuoyuna mal ettiği "dinlerinbuluşması"nı sonraki yıllarda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı da hayata geçirdi. Dinler arası diyalog adıyla Lozan'a göre azınlıkların bütün din adamları özel olarak organize edilen iftar sofralarında yer aldı. Dinadamlarınakucakaçtılar Avrupa Birliği macerasının doludizginleştiği süreçte kervana Diyanet İşleri Başkanlığı da katılınca, Lozan'a göre Azınlık statüsünde olan din adamlarının Ramazan randevuları da çoğaldı. Ve nihayet öyle bir noktaya gelindi ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan ilçe belediye başkanlıklarına kadar, siyasetivegösteriyiseven,medyadayeralmaktankendisinialamayıpnefırsatvarsahepsinideğerlendirenbütünilçebelediyebaşkanlarısırayagirdiler. AKP'li Beyoğlu Belediye Başkanlığı nostaljik pera özlemleri ile bugünlerde partisi ile sıkıntısı olan CHP'li Şişli Belediye Başkanlığı da azınlıkların en çok ikamet ettiği ilçe statüsü ile Musevi,Ermeni,Rum ve Süryani vatandaşlarımızın din adamlarına kucak açtılar. 30günlükRamazan'ınprogramıbununlanihayetleneceğisanılırken,aksinetakvimyapraklarıhızladolmayavegayrimüslimlerledüzenleneniftarlarınsayısıartmayadevametti. İstanbul Valiliği'nin organizasyonunu, ticaret ve sanayi odalarının iftarları izledi. Bunları da holding sahibi işadamları ile MÜSİAD ve partilerin iftarları destekledi. Her birimiz kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapusunda hak sahibi olan gayri müslim din adamlarımızın kıramayıp kaşla göz arasında yer aldıkları sofraları da hesaba katarsanız, sanırsınızkiRamazaniftarlarınıntörenmangasıbizimpapaz,haham,rahipvepatrikefendidenoluştu. Nihayet dayanamadılar ve bunca özel sofranın ardından bir "iftarağalığı" da kendileri yaptılar. Sinagog ve kiliselerinde verdikleri iftarlarda, bu defa kendilerini davet edenleri ağırladılar. Sinagog ve kiliselerinde ezan okutturup gönül aldılar! Böylece Ramazan'ın 30 günü çok yoruldular ve orucunu tutamayan Müslümanlar adına sevaba girdiler. Bundan sonra sinagog, havra, kilise ve patrikhanede bayramlaşma töreni de yapıp bizimkileri sıraya dizerlerse şaşırmayalım! İş olacağına varır.