Karanlık bir zaman dilimindeydim. Şeytan sofralarında acıkanlar geleceğimizi yiyordu. İçim içimi yiyordu benim. Hayalleri "Batı" saysam, gerçekler "Doğu" ydu. Sözde özlemler Avrupa'ydı da, özde yatırımlar Ortadoğu' ydu. Tatlı yalanların pususundan kurtulmak için, sapacak sokak arıyordum. Bir sinemanın önüne geldim. Filmin adı ilgimi çekti. "Avrupa'nınüstüneşıpdedidamladı!" Herkes filme koşuşuyordu, kuyruğa girdim. Ölüler vardı kuyrukta, yaşadığını sananlar ve karaborsacı uyanıklar. Ben kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeydim, sıramı bekledim. Oysa filmin başlamasına daha 15 yıl vardı. Neyse, bilet sırası geldi, paramı uzattım, "Oparageçmiyor" dedi gişedeki memur. Üzerimize basanlar, yeni parayı basmamıştı daha. Bereket, çocukluğumdan kalan bozuk paralar vardı cebimde, biletimi aldım içeri girdim. Her yer karanlıktı. Kimsesiz kokuyordu ortalık. Kendisini ölümsüz sanan tanrıların çığlıkları duyuluyordu. Kemalizm'i demokrasi düşmanlığı olarak niteleyen... Bir yer gösterici vardı, kişiye özel muamele yapıyordu. Gözlerimdeki ışığı beğenmedi, "Bekle" dedi bana. Herkes fenalığını başkasına satıyordu, ben daha fena oluyordum. Cebimdeki el fenerini çıkarttım. Duvarlarda gezdirdim ışığı. "HaritasızbirTürkiye" vardı duvarda, Atatürk tabloları indirilmişti. Namuslu insanlar azınlıkta kalmıştı, namussuz çığlıkların salonunda. Hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştık, kendi ülkemizde. Siyahlar hiç bu kadar alkışlanmamıştı mavi diye. Ve tarihinde hiç bu kadar refüze edilmemişti adalet. Hala bir sinemadayız. Karanlıklar içinde, oturacağımız koltuğu, izleyeceğimiz filmi bekliyoruz. Oysa film başladı. Senaryoyu aynı adamlar yazdı, başrolü de kendileri kaptı. Bizler yer göstericimizin çarmıhındayız.
***
Kanser patlaması
Türkiye'de kanser patlaması yaşanıyor. Kolay ölümler ülkesinde, insanlarımız harcanıyor. Çocuklarımızı kaybediyoruz birer birer. Son olarak bir yakınımın 5 yaşındaki kızını yitirdik. Aslında, kansere davetiye bastıran politikacıları sevmenin bedelini ödüyoruz. Çernobil patlamasının ardından "Çaylarıiçin" diye toplumu kansere itekleyen politikacıları yargılatmalıydık. Yapamadık. Karadeniz insanı, Çernobil gerçeğiyle tarihinin en insafsız ihanetine maruz kaldı da, toplum olarak tepkisini ortaya koyamadı. Üstelik, aynı yalancıların arkasından gelenleri destekledi. Oy verdi, destek verdi, güç verdi. Şimdi de kurbanlarını veriyor, birer birer...