Nihayet futbolun velinimeti olan taraftar da artık maçlara gelmemeye başladı. Bir Fenerbahçeli olarak ben bu gidişattan memnun değilim. Çünkü Fenerbahçe takımının arkasındaki itici gücün taraftar olduğunu biliyorum. Dünyanın pek çok ülkesinde futbol taraftarlığı, takım sevgisi ülkemizdeki gibi değil. Ancak zaman geçtikçe futbolun en az sanayileşen unsuru olan taraftarlık duygusunun da değişim geçirdiğini görüyoruz. Bir takımın taraftarı olmak evvela gönül işidir. Çoğumuz için de nedeni belli olmayan bir sevgidir taraftarlık. Taraftarlık, her koşulda, yağmur, çamur dinlemeden her hafta gidip onbinlerce tanımadığı insanla beraber hep bir yürek olmak demektir. Galibiyetin verdiği küçük bir mutluluk dışında herhangi bir getirisi olmayan bir iştir takım tutmak. Futbolun en güzel unsurudur. Bizim ülkemizde taraftarlık çok daha meşakkatli. İnsanların çoğu kısıtlı maddi imkanlara rağmen; takımlarının başarılarını izlemek adına pek çok sıkıntıya katlanıyorlar. Elbette bu kadar sıkıntıya katlanan insanın bir beklentisi var. Takımıyla beraber kazanmanın sevincini yaşamak istiyor. Futbol oyununun doğası gereği bu her zaman mümkün olmuyor. Her zaman söylüyorum taraftarlık lüks arabalarla gelip, localarda, VIP tribünlerinde maç seyretmekle olmuyor. Yanlış anlamayın, ben de bu arabalı takımının içersindeyim. Ama hiçbir zaman binbir zorlukla maça gelen taraftarı göz ardı etmedim. Gelelim işin Fenerbahçe ile ilgili kısmına. Ben işim gereği senelerdir evine bir lokma ekmek getirmek için zor koşullarda çalışan yüzlerce insan tanıdım. Bunların bir kısmı da düzenli olarak maçları takip eden Fenerbahçe taraftarlarıydı. Yönetimin, teknik heyetin, futbolcuların elindeki en can alıcı koz dünyada eşi benzeri olmayan taraftarlarıdır. Bu kazanın nasıl kaynadığını herkes bilsin. 55 bin kişilik stad yapmak, o stadı doldurabilmekten daha kolaydır. Gidin Rusya liginde oynayan takımların maçlarına bakın. Yüzbinlik stadlarda boş tribünlere oynayan takımlar göreceksiniz. Her maçta Saracoğlu dolacak ki bu hasılattan kulüp payına düşeni alsın, yaşamını sürdürsün. Taraftar kulübün arkasında duracak ki televizyon naklen yayın gelirleri takımın geleceğinin güvencesi olsun. Futbolcular maç kazanıp tribünlere taraftar çeksinler ki, maçlardan sonra aldıkları primler ödenebilsin.