Dış hatlarda hep dağlara çakılan KanaryaHavayolları,"içhat" seferlerini aksatmadan devam ettiriyor. Avrupa mağduru Fenerbahçe, bu hafta Fransa'dan yüklenen ağır kargosuna ve Ankaraspor karşısında yakalandığı türbülansa rağmen, alana inmeyi başardı. VanHooijdonk'un oyuna sağ çizgide başlamasını yadırgadım. Hollandalı orta yapacak, sonra da yetişip, topa mı vuracak? Daum'un göreve geldiği ilk günden bu yana Fenerbahçe'ye "neoynattığını" anlamış değilim. Tabii eğer başıbozukluğun, sistemsizliğin adı "sistem" olduysa onu bilemem... Sakın ola ki, 55. dakikadan sonra 20 dakikalık bölümde Fenerbahçe'nin daha baskılıymış gibi görünmesine aldanmayın. Bu durum, Fenerbahçe'nin iyi oynamasından değil, bu dakikaya kadar tam saha pres yaptığı için enerjisini ekonomik kullanamayıp, "şişen"Ankaraspor'un geriye çekilmesinden kaynaklandı. Bana sanki bu takımda herkes yanlış yerde oynuyormuş gibi geliyor. ÜmitÖzat sağ ayaklı bir stoperlibero ama sol bekte oynatılıyor. Serkan sağ ayaklı bir orta saha oyuncusu, solda oynuyor. Aurello yaratıcı bir merkez orta saha oyuncusu ama yeri ön libero. Buna karşın ön liberoda oynaması gereken kesici özelliklere sahip Selçuk, forvetin arkasında yer alıyor. Tipik santrafor karakterli VanHooijdonk ise sağ çizgiye yapışmış. Oyunun daha 15. dakikada orta sahada sıkıştığını Daum'dan başka herkes fark etti. Ama oyunu kanatlara indirecek futbolcular Tuncay, Serhat, Fabiano ve MuratHacıoğlu kulübedeydi... Şimdi de Fenerbahçe'nin beğenmeyip, başka takımlara gönderdiklerine bakalım: EmreAşık, Luciano'dan da Servet'ten de iyi durumda. AliGüneş,Beşiktaş'ı sırtında taşıyor. Galatasaray'da Tomas'ın performansını gördükçe başını duvara vurmayan Fenerbahçeli yönetici var mıdır, bilmiyorum... Maç boyunca düşünüp, durdum. Eğer Fabiano'nun yerine Fenerbahçe'nin sol kanadına sezon başında Wederson transfer edilseydi, Hooijdonk ile Nobre gol atmaya doyar mıydı? Dün sahada yalnızca Nobre formasının hakkını verdi. Kaleye çekilen şutları bile takip eden Nobre bu çalışkanlığının, ısrarcılığının ve dikkatinin mükafatını gördü. Rüştü'nün kritik kurtarışları ve ÖnderTuracı'nın hatasız oyunu ise yavan futbolun "teselliikramiyesi" oldu. SametAybaba'nın da Daum'dan aşağı kalır tarafı yoktu. Aldığı her topu ezen Yusuf'u 57 dakika boyunca oyunda tutup, Hürriyet'i yedek kulübesine hapsederek, Fenerbahçe'ye "lojistikdestek" sağladı. Fenerbahçe adına maçtan geriye kalan en "dramatik" enstantane ise Rüştü'nün daha 70. dakikada (henüz 10 kişi kalmamışken) vakit geçirdiği için hakemden uyarı almasıydı. Fenerbahçe, SüperLig'e yeni çıkan mütevazı Ankaraspor karşısında daha bitime 20 dakika varken, "10'ınüzerineyatmaya" çalışıyordu. Fenerbahçe'nin durumunu anlatmak için sadece bu görüntüyü analiz etmek bile yeterliydi!