Aşkın da kendine göre mevsimleri var .... Ramazan tarifleri
***
Aşkın mevsimleri...
'Aşkın büyüsü'nü canlı tutmak için, onun mevsimlerini iyi anlamalı ve aşkın kendine özgü ihtiyaçlarını doyurmalıyız.
Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak, özel bakım gösterilmelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayıklanmalıdır. Aşkın büyüsünü canlı tutmak için de, mevsimlerini anlamalı ve aşkın kendisine özgü ihtiyaçlarını doyurmalıyız.
Yaz mevsimi Aşkımızın yaz mevsimi boyunca, eşimizin sandığımız kadar kusursuz olmadığını ve ilişkimiz üzerinde çalışmamız gerektiğini anlarız. Eşimiz sadece başka gezegenden gelmiş olmakla kalmaz, hata yapan, bazı bakımlardan aksayan bir insan olarak da karşımıza çıkar. Sürtüşmeler ve düş kırıklıkları belirir. Her zaman mutlu olmadığımızı anlarız. Aşkta düşlediğimiz tablo değildir bu. Birçok çift, bu noktada düş kırıklığına uğrar. Bir ilişki üzerinde çalışmak istemez, eşlerini suçlar ve pes eder. Ancak aşkın yaz mevsiminde, kendi sevgi ihtiyacımız kadar eşimizin ihtiyaçlarını da doyurmamız gerekir. Bun da kendiliğinden gerçekleşmez.
Aşkın sonbaharı Yaz mevsimi boyunca bahçemize iyi baktıysak, bu sıkıcı çalışmanın sonucu olarak hasadımızı alırız. Güz mevsimi gelmiştir. Bu altın bir çağdır, zengin ve doyurucu... Gerek kendimizin, gerekse eşimizin kusurlarını kabullenen ve anlayışla karşılayan daha olgun bir aşktır yaşadığımız. Bir şükran ve paylaşma zamanıdır. Artık dinlenebilir ve yarattığımız aşkın tadını çıkartabiliriz.
Kış mevsimi Sonra hava yeniden değişir ve kış bastırır. Bu bir dinlenme, düşünme ve yenilenme, çözümlenmemiş acılarımızla veya gölge benliğimizle yüzleşme zamanıdır. Erkeklerin mağaralarına çekilip kışladıkları, kadınların ise kuyularının dibine indikleri zamandır bu. Aşkın karanlık kış mevsiminde kendimizi sevdikten ve iyileştirdikten sonra, ilkbahar geri gelecektir. Aşkın kış mevsimi, bir dinlenme, düşünme ve yenilenme zamanıdır