Bizde bir iş iyi gitmeye başladı mı hemen moda olur. Herkes aynı işi yapmaya başlar. Diyelim ki, bir mahallede kuaför açıldı. İyi de iş yapıyor. Hemen yanına bir yenisi açılır. "Bu işte ekmek var" diyen bir başkası, biraz ileriye üçüncü dükkanı açar. Sonradaüçübirdenbatar. Çünkü aslında, o mahallede bir dükkanlık müşteri vardır. Müşteri sayısı üçe bölününce, kimseye yetmez olur. Benzetmek gibi olmasın da otomobil galerilerinin ve bayilerinin durumu da buna benziyor. 2004yılındaotomobilpazarlamakyılınişiolduya,dükkanaçanaçana. Bakkal dükkanları, çiçekçiler, butikler kapatıldı, yerine otomobil galerileri ve bayiler açıldı. Anlayan da anlamayan da bu işe girdi. Nasıl olsa müşteri hazırdı. Satış sorunu yoktu. Hangi otomobili pazarlasan, anında müşteri buluyordun. Kimiyerlikimiyabancıarabasatmayabaşladı. Bu arada, ikinci el otomobil satanların sayısında da patlama oldu. Herkes sandı ki, bu tatlı hayat sürecek. Otomobil sektörü bir eli yağda bir eli balda yaşamaya devam edecek. Öyle olmadı. Hükümet birden, trafik polisi gibi ortaya çıkıp, " Fazlailerigittiniz,durunbakalım " dedi. Sektöre fren yaptırmak için de Özel Tüketim Vergileri'ni 7 ila 9 puan birden artırdı. Bu operasyonla, otomobil fiyatları bir gecede 2 ila 5 milyar lira artmış oldu. Pekihükümetbununiçinyaptı? Çünkü otomobil ithalatı döviz yemeye başladı da ondan. Yılın ilk 10 ayında yerli otomobillerin satışı yüzde 91 artarken, ithallerde bu oran yüzde 165 gibi çok yüksek bir orana ulaştı. Otomotivsanayiithalatı,7milyardolarlıkdöviziyuttu. Hükümet baktı ki, yıllık ithalat bu gidişle 10 milyar doları bulacak, müdahale gereği duydu. İyi güzel de şimdi ne olacak? Dün bir galeri sahibi ile konuşuyordum. Adam perişandı. Bir,"YandımAllah"diyebağırmadığıkaldı. Piyasanın iyi olmasına güvenip, otomobil galerisi açmış. İşler son aylara kadar da iyiymiş. Ancak 2 aydır birden durgunlaşmış. Şimdi bir de ÖTV zamları gelince, bizim galerici iyice paniğe kapılmış. Bundansonraişleriniyiceduracağınainanıyordu . Türkiye'de bu değişmez gerçektir. Hükümete ve ekonomiye güvenip fazla açılırsan, 12 yıl içinde mutlaka bir tokat yersin. Bu kez avlanan otomobilciler oldu.
İnsan HaklarıKomisyonu'ndameğerkurdakuzuteslimetmişiz KurulBaşkanıProf.İbrahimKaboğlu,birbasıntoplantısıdüzenliyor.Raporuanlatacak. Tam raporu okurken, arkadan biri hücum edip, Kaboğlu'nun önündeki kağıtları alıp yırtıyor. Sonradabağırıpçağırıyor. Bu şiddet kokan eylemi yapan kişi KamuSen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş. Tipindenbelliki,yamilliyetçiyadaülkücü. Bu tiplerin, AB ve İnsan Hakları gibi kavramlarla hiç işlerinin olmadığı bilinir. Bunarağmen,zatımuhteremnedenseİnsanHaklarıKurulu'ndagörevyapıyormuş. Tam kurda kuzunun teslim edilmesi hikayesi.. Heminsanhaklarına,hemAB'ye,hemdeazınlıkhaklarınakarşıol,böylebirkuruldagörevyap. Sonra da kaba kuvvete başvur. Bukafalarlaişimizzorkizor.
***
Eyvah havalar iyi gidiyor!
Dün havalar biraz serinledi de halk rahat bir nefes aldı. Çünküyazsıcaklarınınsürdüğüsonbaharaylarıhalkıçoktedirginetmişti . Çünkü bizim insanımız nedense ne zaman sıcak görse, depreme yorar. Birdeprembeklentisiiçinegirer. Bunda herhalde 17 Ağustos Depremi'nin sıcak günlere denk gelmesinin etkisi var. Özellikle,İstanbulveçevresindesonaylardahavadepremilişkilihikayeleranlatılıpduruyordu. Umarım havalar serin gitmeye devam eder de halk bu saplantıdan kurtulur. AB süreci için oluşturulan İnsan Hakları Danışma Kurulu çalışmalarını tamamlıyor.
***
DİPNOT 2.4 milyon kişinin prim ödediği Emekli Sandığı'ndan, 1.5 milyon kişi emekli maaşı alıyor.