Türkiye'de son yıllarda yaygınlaşan özerk kurulların sayısı arttıkça, görev alanı ve işleyişi ile birlikte sorunlar yaşanmaya başlandı. Son olarak Telekom'un satışı nedeniyle sesi duyulan 'Telekomünikasyon Kurumu'nun bugüne kadar ne iş yaptığı konusu, kamuoyuna pek yansımadı. Aslında Telekomünikasyon Kurumu'na 4502 Sayılı Kanun ile son derece önemli görevler verilmiştir. Kuruma, ülkede telekomünikasyonla ilgili genel stratejilerin belirlenmesi ve geliştirilmesinin yanında; frekans ve numara gibi kıt kaynakların planlamasını yaparak etkin ve verimli kullanımı sağlamak, denetlemek ve uzlaştırma işlevini üstlenerek, sektör ile ilgili tarifeleri incelemek ve değerlendirmek gibi önemli görevler de verilmiştir. Görülüyor ki Telekomünikasyon Kurumu'na, telekomünikasyon hizmetleri ve alt yapısı ile ilgili usul ve esasları belirlemek, işletmesini sağlamak, telekomünikasyon teçhizat ve cihazları üreten ve satanların vereceği hizmete kadar lisans, yetki, denetim ve uzlaştırma görevi yüklenmiştir.
İDAREKARARVERSİN Telekom'un bünyesinde yer alan Kablo TV şebekelerini işleten firmalarca yapılan fiber optik, digital çift yönlü veri hizmetlerini de verebilen şebekelerden etkin bir şekilde yararlanılabilmesini sağlamak üzere, Telekomünikasyon Kurulu'nca verilmesi gereken ikinci tip telekomünikasyon ruhsatı bugüne kadar sağlanamadığı için bu tür hizmetler verilememektedir. Hem yatırımı yapılmış şebekeler kullanılarak tüketicilere bu hizmet verilmemekte, hem de Telekom İdaresi vereceği bu hizmetler karşılığında elde edeceği gelirden mahrum bırakılmaktadır. 2004 sonundan itibaren ses tekelinin sona ermesi yaklaşmış olmasına rağmen, yasa ile kendilerine verilen görevler arasında yer alan ruhsatlar verilmediği için fiilen tekel devam edecektir. Telekomünikasyon Kurulu, yapması gereken bu asli görevlerini bir kenara bırakmış, hiç yetkisi olmayan başka kuruluşların görev alanı ile uğraşmaktadır. Telekomünikasyon Kurumu, Özelleştirme İdaresi'ne yazdığı bir yazıda, Telekom'un halka arz yöntemi ile satışını öneriyor. Oysa Telekomünikasyon Kurumu'nun böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Siz Telekom'un hizmetleri, sektörün lisansları ve genel planlaması görevleriyle meşgul olacağınıza, Özelleştirme İdaresi ve Rekabet Kurumu'nun görev alanına giren konularla ilgileniyorsunuz. Bırakınız Telekom'u ne şekilde satacağına, yasalara uygun olarak Özelleştirme İdaresi karar versin.
KENDİİŞİNİZEBAKIN Telekomünikasyon Kurumu'nun web sitesinde, kurumun görevleri alt alta dizilmiş ve 16, 29 ve 32. maddelerde rekabet ile ilgili konularda Rekabet Kurumu'na başvuru yapılacağı da belirtilmiştir. Buna rağmen Telekomünikasyon Kurumu'nun özel bir yasa olan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamına giren konuları kendi görev alanı gibi kabul etmesini anlamakta zorluk çekiyorum. Hükümetin özelleştirme politikasına destek verilmek isteniyorsa, yasa ile size verilen görevleri eksiksiz yaparsanız, büyük katkı sağlamış olursunuz. Aksi takdirde görev alanınıza girmeyen rekabet konusu ile ilgilenirseniz, hükümete kötülük yapmış olursunuz. Çünkü yargı engeline takılır. Hükümete şirin görünerek iş yapmaya kalkanların, hükümeti ne sıkıntılarla karşı karşıya bıraktığını başka örneklerde gördük. Oturduğunuz makamda daha çok oturmak amaç ise, oturulan koltukların hakkını verirseniz, o koltukta daha fazla oturursunuz.