Kaç zamandır 3.5 yaşındaki minik Sıla'ya takılıyım. Hani şu annesinin öldüresiye dövdüğü o "sarıgüle" . Devlet babanının teslim aldığı, ama ilk ziyaretinde dedesinin kucağından inmek istemeyen o sevimli kız çocuğuna. Devlet babanın elinde gizlenen o sarı gülün, dedesinin kucağında nasıl açtığını gördüm. Etrafa saçtığı gülücükleri de. Birbirinden ayrılmak istemeyen dede ile torunu, kuralların ayırdığını da gördüm. Dede, şimdi torununu geri alabilmek için mücadele başlattı. Kokusunu içine çektiği torununu istiyor. Devlet baba, o minik kızı dedesi kadar sevemez, sadece büyütür. Sevgisiz büyüyen çocukların, büyüdükten sonra toplumda nasıl yaralı bireyler olduğunu hep birlikte görüyoruz. Devlet baba, dedesinin kokusuna alışmış minik bir yavrunun duygularına "dahagerçekçi" bir çözüm bulabilir. Minik kıza yakışan kucak dedesinin kucağıysa, kurallar sevgiyi yenemez, yenmemeli. Devlet babayı temsil edenler, minik kızın yanında poz vererek, görevini yerine getirdiğini düşünüyorsa, o minik kızın için için yanan hasretini kim görecek? Sıla'ya sevmeyi öğreten o dedeyse, o kızın dedesinin yanındaki hali sevginin fotoğrafı oluyorsa, başka neyin önemi olabilir ki! Beton bakışlı insanların her yanımızı sardığı bir dünya düzeninde, o dedenin ışıklı gözlerine minik Sıla' yı teslim ettirelim. Devlet baba, kızlarını döven anneleri karantinaya alsın. Sıla gibi nicelerinin dövülmesine karşı tedbir alsın da, çocuklarımız korkuyu değil, sevgiyi tatsın. Yoksa büyüdükçe kaybediyoruz onları. Sevgisizliğin koynunda. Dedenin koynunda açan "osarıgülün" dalları kesilince, koku vereceğini sanmayın. Hele korkusunu yenemiyorsa...
***
Üç türlüyalanvardır.Adiyalan,yeminliyalan,resmiistatistikler.
***
Ölüm hovardası Irak'ta savaşın başladığı 2003 yılının Mart ayından bu yana, 100 binin çok üzerinde Iraklı'nın öldüğü öne sürüldü. Saysanız sayamazsınız. Dünyanın en büyük stadına doldursanız, gözünüzün önüne belki getirebilirsiniz. Bu insanların ölümünün tek sorumlusu vardır: Bush! İnsanlık tarihinin gördüğü en "dengesiz" liderlerden biri. Iraklı çocukların üzerine bomba yağdırmayı ilke edinmiş, bir insanlık düşmanı. Böyle birinin elini sıkmaktan gurur duyanlar, 100 bin Iraklı'nın ölümünden de kendilerine pay alsınlar. Bush' a kendi yandaşları "ölüm hovardası" diyorlardır. İnsanları öldürmenin zevkini yaşıyorlardır hep birlikte. Zaman, bütün foyaları ortaya çıkartıyor, bütün boyaları döküyor. 100 bini aşkın insanın ölümünden sorumlu olan biri yeniden ABD Başkanı olabiliyorsa, insanlık ABD'de ölmüş demektir. O yüzden bu seçimleri kimin kazanacağı çok önemli. Ölüm hovardalığı mı? Yaşam bekçiliği mi?