25 yıldır İnönü Stadı'nda maç seyrederim ama böyle bir maç izlemedim. Bu ne muhteşem bir seyirci, bu ne muhteşem bir taraftar topluluğu. Vallahi adamın oynamayacağı bile varsa çıkar bu statta oynar. Beşiktaş seyircisi bir kez daha ne kadar muhteşem olduğunu maç öncesi olsun, maç sırası olsun yine gösterdi. İnsanın tüyleri diken diken oluyor derler ya, aynı duyguları aralıksız yaşadım. Gelelim maça.. Del Bosque sahaya sürebileceği en iyi onbiri sürmüş. Belki Kaan'ın oynaması ilk başlarda handikap gibi görünse de Bosque'nin oyunu kanatlara yayacak olması daha maç başlamadan kendini gösterdi. Şu bir gerçek ki her geçen hafta Beşitaş daha da düzeliyor. Dün geceki oyun sistemi olsun, oynanan futbol olsun gayet mükemmeldi. Ta ki, İbrahim'in kalecilik yaptığı pozisyona gelene kadar... Hoş İbrahim Üzülmez'in o pozisyonda yapacak bir şeyi de yoktu. Ben de olsam aynı şeyi yapardım. İlk yarının başlamasıyla bulunan iki gol takımı havaya sokarken, bence en önemli olay Mustafa Doğan'ın topu Fenerbahçe ağlarına yollamasıydı. Mustafa için bu maçın anlamı çok büyüktü. İnanılmaz hırslı olduğunu ve tüm gücünü bu maça vereceğini maçtan önce çok iyi biliyordum. Belki Mustafa'nınki birileriyle hesaplaşmaydı bu ama, Mustafa duygularını mantığıyla birleştirince mükemmel bir oyun çıkardı. Emre'nin de Mustafa Doğan'dan pek farkı yoktu. Orta alanda Okan'ın performansı inanılmazdı. İnanılmaz bir performans gösterirken, inanın sahada ayak basmadık yer bırakmadı. Juan Fran bence her geçen hafta daha da iyi oluyor. Carew'in ilk yarıda gol atmaktan çok pasörlük yapma isteği onu oyundan so- ğuttu. Ancak ikinci yarıda attığı o mükemmel gol gerçekten süperdi. Bir de bu stadın isminin "This is İnönü" olduğu birileri tarafından unutulmamalı...