Ne çok dertli okurum varmış. Dertleri de şikayetleri de aynı. Hepsinin ortak noktası SKK. Daha doğrusu, SKK'da gördükleri kötü muamele. Sürekli okurlarım anımsar. Geçen hafta bu köşede, " SSK'lınıncanıçıksın !" başlıklı bir yazı yazmıştım. Sigortalıların SSK hastanelerinde gördükleri kötü muameleyi anlatmıştım. Uzayan ilaç ve muayene kuyruklarının işkence halini aldığını vurgulamıştım. Buyazımüzerine,bazıokurlarımbanaemailvefakslaulaştılar . Sorunlarına değindiğim için memnun olmuşlar. Ancak diyorlar ki: Azyazmışsın. Gelen tepkilerden anlıyorum ki, SKK'lı hastaların bir dayak yemedikleri kalmış. Odaoluyorsahiçşaşırmam. Azarlanma, terslenme, hakaret. Hepsi SSK kliniklerinde ve hastanelerinde görülen olağan vakalar. Hastabakıcılar ve hemşireler, bazı hastanelerde adeta terör estiriyormuş. Hatta temizlikçiler bile... Bir okurum yazmış. " İlaçkuyruğundasaatlercebeklemektensinirkrizlerigeçirenlerigördüm.Hattabirikalpkrizibilegeçirdi" diyor. Bir diğeri, SSK hastanelerindeki torpilden şikayetçi. Doktorlar özel muayenelerinden geçmeyen hastalarla pek ilgilenmiyorlarmış. Hastaneye yatmak için doktora "özel olarak görünmek" gerekiyormuş. O yüzden, sigorta hastaneleri doktorlarının muayenehaneleri dolup taşıyormuş. 50100milyonliralıkmuayeneücretiniverdinmi,"Hastanedegelbenigör"deniliyormuş. "Mişmuş" diye yazıyorum ama bunlar bilinen gerçekler. Tüm doktorları, hastane personelini aynı kefeye koymasak da, genel manzara bu. Peki SSK'lılar haklarını arayamıyorlar mı? Kötü muameleden dolayı şikayette bulunmuyorlar mı? Bulunuyorlar Pekisonuç:Hiiiç!.. Yaşar Okuyan'ın bakanlığı döneminde, bir SKK şikayet hattı oluşturulmuştu. Bu amaçla bir telefon numarası verilmişti. Başlangıçta verilen numaraya yağmur gibi şikayet yağdı. Bakanlık bu şikayetlerle ilgilendi. Ancak hiçbir sonuç çıkmadı. Şikayetler yüzünden hiçbir doktor, başhekim ya da hemşire cezalandırılmadı. Çoğukezhastalarhaksızbulundu. SSK'lılar baktılar ki bir sonuç alamıyorlar, şikayet etmekten vazgeçtiler. Biliyorsunuz, SSK hastanelerinin asıl sahibi prim ödeyen sigortalılar. Yani işçiler. Kötü muamele görenler de bir anlamda o hastanelerin sahibi olan kişiler. Bir kısım sağlık personeli, artık nereden cesaret alıyorsa, kliniklere ve hastanelere başvuranlara kaba davranabiliyor. Hastalarailgisizdavranabiliyor. Çünkü bu tür davranışların hiçbir müeyyidesi yok. Sonuçta gelen müfettişler de onların arkadaşı, tanıdığı. SKK hastanelerinin şimdi devlet hastaneleri haline dönüştürülmesi gündemde. Ancak emin olun, değişen bir şey olmayacak. Sağlık hizmetleri, AB yolundaki Türkiye'ye hiç yakışmıyor.
***
CumhuriyetBayramı'nayenibirheyecankatmakgerek
Her yıl aynı demeçler. Her yıl aynı törenler. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bildik demeçleri. Cumhuriyet'in erdemlerini anlatma, Atatürk'ü övme, laikliği savunma. Sonra radyo ve TV'lerde aynı anonslar. Cumhuriyet Bayramı, tüm yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlandı. Sonra statlarda, meydanlarda askerlerin yürüdüğü, öğrencilerin şiir okuduğu törenler. Protokol tribününde yer alan devlet büyükleri. Vali, garnizon komutanı, emniyet müdürü. Her yıl tekrarlanan bu manzara, artık kanıksandı. Öğrenciler ve veliler için Cumhuriyet Bayramı, daha çok tatil olması ile önem taşımaya başladı. Açıkça görülüyor ki, Cumhuriyet Bayramı heyecan ve coşkusunu kaybediyor. Bu noktada, yeni bir heyecan gerek. Cumhuriyet Bayramı'nı daha anlamlı kılacak etkinlikler gerek. Uluslararası spor yarışmaları mı, sanat yarışmaları mı, yoksa dünya çapında ilgi görecek seminerler mi olur, Cumhuriyet Bayramı'na renk katacak yeni etkinlikler bulmalıyız. Böyle bir bayramı sıradan yapmaya, kimse razı olmamalıdır.