Cumhuriyet'in, ne büyük bayramın 81'inci yılını kutluyoruz.. Kutladık.. Kutladık da büyük çoğunluk neyi kutladığını biliyor mu acep? Yoksam "kafadanüçbuçukgüntatil" bir şey mi sakın.. Mustafa Kemal'i 19 Mayıs 1919'da Samsun'a uçakla ya da trenle karaya ayak bastıran bir kuşaktan, Tarkan'ın don rengini kendi tarihinden çok daha fazla bilen; ülkesinde her on vitrin tabelasından dokuzu yabancı dilden olan bir iklimde, yine de Cumhuriyet'i, bir kurtuluşu kutluyorsak ne mutlu.. "Merhaba" nın "Hayyy!","Hoşçakalın" ın "Çavv!","Allahaısmarladık" ın "Baybay" olduğu bir diyarda, bu en büyük bayramda bile acı çekiyor insan.. Ulan insan bilmediği şeyin, içinden sarılıp sarmalamadığı, sevgisaygı dolu bir güzelliğin bayramını nasıl kutlar? Nutuk.. Okullara, Mustafa Kemal'in "Nutuk" ismini taşıyan eseri de konuluyormuş okutulmak üzere.. Okulları geçin bir kalem.. Dershanelere mecburi ederseniz, belki petko sıkıştırma gücüyle okurlar.. Okurlar ve zoraki da olsa öğrenirler atalarının, babalarının ateşle olan imtihanını.. AB'ye giriş vaveylaları.. Fransa'nın Cumhurbaşkanı, daha iki gün önce kesti raconu.. "Bütünşartlaryerinegeldiğinde,belki15yılsonra.." Eee, ne demişler, "Sensenibil,senseni../Sensenibilmezisenpatlatırlarenseni.." .. Eee, o hep yarım ağızlı AB'nin şimdi bize çektiği muamele.. Mustafa Kemal Paşa, "NUTUK" ta Cumhuriyet'in kuruluşu ile ilgili bölümün başında der ki: "YarınCumhuriyet'iilanedeceğiz.." O kadar.. Çünküm adam dediğin kişi, dediğini işler.. Ve dahi sonrasını hikaye eder yine "NUTUK" ta.. "Baylar,Meclis'ceCumhuriyetkabulkararı29/30Ekim1923gecesisaat08.30'daverildi.Onbeşdakikasonra,yani08.45'teCumhurbaşkanıseçimiyapıldı.Durumogecebütünülkeyebildirildiveheryerde,geceyarısındansonra,101keretopatılarakhalkaduyuruldu."
Tekkeler,zaviyeler.. Ve Gazi Paşa sonra anlatır ki: Sonunda elbette Cumhuriyet başarı kazandı. Ayaklananlar yok edildi. Yurtta yapılan büyük ayaklanma ve cana kıyma düzenleri ortadan kaldırılarak sağlanan dirlik ve düzenlik, elbette kamuyu sevindirmiştir. Baylar, ulusumuzun giymekte bulunduğu ve bilgisizliğin, aymazlığın, bağnazlığın, yenilik ve uygarlık düşmanlığının simgesi gibi görünen "FES" i atarak (Türbanınkulaklarıçınlasın..H.Ç.) onun yerine bütün uygar ülke halklarının kullandığı şapkayı giymesi ve böylece Türk ulusunun uygar toplumlardan anlayış yönünden hiçbir ayrılığı olmadığını göstermesi gerekiyordu. Bunu. Takriri Sukun Yasası'nın bulunduğu sırada yaptık. Bu yasa yürürlülükte olmasa yine yapacaktık. Baylar, tekke ve zaviyelerle, türbelerin kapatılması ve bütün tarikatlarla, şeyhlik, dervişlik, müritlik, çelebilik, falcılık, büyücülük, türbe bekçiliği, vs. gibi birtakım sanların kaldırılması ve yasak edilmesi de bu arada yapılan işlerdendir. (Şimdionlarınhepsimebzulmiktardapiyasada..H.Ç.) Birtakım şeyhlerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların emirleri arkasında sürüklenen ve alınyazıları ile canlarını falcıların, büyücülerin, üfürükçülerin, muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa uygar bir ulus gözüyle bakılabilir mi? (Kapısındaşamaroğlanınadöndüğümüz,itelendiğimiz,kakalandığımızABbakabilirmi?H.Ç.) Ulusumuzun gerçek niteliğini, yanlış bir yolda gösterebilen ve yüz yıllarca göstermiş olan bu gibi adamların ve kurumların, yeni Türkiye Devleti'nde, Türk Cumhuriyeti'nde çalışmalarına daha ne kadar göz yumacaktık? Buna önlem vermemek, ilerleme ve yenileme adına, en büyük ve düzeltilmez bir yanılgı olmaz mı idi? Asilkan.. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyoruz. Ey Türk gençliği! Birinci ödevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun bırakmak isteyen kötüler bulunacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve Cumhuriyet'ini savunmak zorunda kalırsan, ödeve atılmak için içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve Cumhuriyeti'ne kıymak isteyen düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir güç kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha korkunç olmak üzere, yurdunda işbaşında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik hainlik de yapabilirler. Daha kötüsü, işbaşında olan kişiler kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin gençliği! İşte bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyet'ini kurtarmaktır! Bunun için gerekli güç, damarlarındaki asil kanda vardır.
***
Ta ilkokuldan başlayarak, bizim öğretmenlerimiz Cumhuriyet'i anlatırlarken ağlarlardı.. Hangi koşullarda, nelere mal olarak elde edildiğini bilirlerdi çünküm.. O eski heyecan, şevk, çoşku yok artık.. 29 Ekim tarihlerden bir tarih ve günlerden bir gün işte.. "Damarlarındakiasilkandavardır!" a gelince.. Anemiye (kansızlık) yakalanmamışızdır umarım.. Hadibanabaybay..HappybirthdayCumhuriyet..Hayyy!.
Not.. Fener, bu gece yener.. Ve de milletin büyük çoğunluğu bayram üstüne bayram eder.. Olmadı... Bu fakir bir süre sesini keser, ne bir şey der, ne bir şey söyler..