Artık şurası muhakkak ki, günümüzdünyasındadayatmanınveemperyalhedeflerihayatageçirmeninenönemlimalzemesiinsanhaklarıoldu. Kim kime bir kulp takmak istiyor, bir devlet hangi devletin tekerine çomak sokmak için fırsat kolluyor, insan hakları ile ilgili bir söylem geliştirilirse işlemtamam demektir. Gerisi muhatabın işine kalmış! İstediği kadar çırpınıp dursun, gerçeklerin öyle olmadığını anlatmaya çalışıp çabalasın. Eğer suçlu ilan edilmek isteniyorsa hiçbir şey fayda vermez, kimseye sesini duyuramaz ve ringde sürekli yumruk yiyen boksör gibi havlu attırır! AB sürecindeki Türkiyemiz'in durumu da aynı hesap. Dayatmanın adı "insanhakları" konuyor ve bu cicilibicili söylemin ardına saklananlar Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyor. Önce hukuk sistemimizden başlayıp yumuşak şekilde kamuoyu hazırladılar, sonra demokrasi adına çerçeveyi genişlettiler ve toplumu tepkisizleştirdiklerini keşfedince de kafalarınının ardına sakladıklarını öne çıkarttılar. Azınlık hakları, köy boşaltmalar, işkenceler, dine ve ırka dayalı etnikçilik senaryolarını peş peşe yazarak planlı eylemlerini açık bir saldırıya dönüştürdüler. Kulağahoşgelensöylem... Böylesi çarpıcı ve dikkat çekici saldırılara, ne acıdır ki içimizdeki numaracı Cumhuriyetçi ve aydın geçinen solliboşlarla, sistemden intikam alma peşindeki kendilerini İslamcı olarak tanıtan enternasyonalhokkabazlar da destek oldular. ZatenideolojikduruşveyapılanmalarınıTürklüğünreddivehattaTürkMilleti'ninyokedilişiüzerinekuranlardan,başkabirşeydebeklenemezdi. Türklüğü kendilerine "düşman" belleyip Türklük ile savaşmayı, kavgayı ve mücadeleyi vazife edinenlerin hepsi, bir şekilde buluşuyor ve her zeminde de gereğini yerine getirip hainliklerini sergiliyorlar. Onun için, aslında birbirlerine düşman olması gereken, mesela farklı dinlere mensup fanatik dinciler ile bizim fanatiklerimiz veya farklı ideolojilerin birbirleriyle hiç de münasebeti olmayan aktörleri sadece "Türkaleytarlığı" üzerinde hemfikir bulunduklarından sarmaş dolaş görülebiliyorlar. Dolasıyla, Türk Milleti'nin bütün fertleri, 7'den 70'e bütün nesilleri bu gerçekleri görerek hazırlıklı olmalı ve tedbirlerini de almalıdır. İnsanhaklarıgibikulağavegönülehoşgelenbirsöylemledahimilletimiziuyutupiğfaletmeyeçalışanlarıgözardıedemeyiz. Afganistan'ın hem SovyetlerBirliği,hemdeABD tarafından işgalinin dünya kamuoyuna takdiminden Irak'ın Amerika tarafından talan edilmesine kadar yeryüzündeki işgal, dayatma ve kaptıkaçtılıkların hepsinin söylemi, demokrasi ve insanhakları oldu. Bütün bu gerçeklere rağmen gözümüzü hala açmayıp yapılmak istenenleri anlamayacak isek, Atatürk'ün 6 Mart 1922'de TBMM'de yaptığı şu konuşmaya kulak verelim. "Efendiler,hangiistiklalvardırki,ecnebilerinnasihatleriileyükselebilsin.Tarih,böylebirhadiseyikaydetmemiştir."