Hooijdonk, Denizlispor'la oynanan lig maçı sonrası, soyunma odasında Semih'i uyardı. "Bana niye pas atmıyorsun?" Yeni yetme düşlerin piyonu Semih, saygıda kusur etti. Ağzı tabanca oldu, dili kurşun! Fırsat bu fırsat diye tetikte bekleyen biri vardı odada. Futbolcu olarak, kaç zamandır figüranlık yapan Selçuk, kabadayı olarak başrole soyundu. Hooijdonk'un üzerine yürüdü. "Sen kendini ne sanıyorsun?" Tezgahtaki istavrit, usta denizlerin kaptanına meydan okuyordu. Hooijdonk şaşırdı. Karşısındaki küstah yeniçerilere bakıp, gülümsedi. Selçuk'a yolu sordu, ekmek ve emek konulu bir yolculuğun en ağır işçisi olarak. "Sen benim sayemde kaç kere prim aldın?" Selçuk sustu. Selçuk'un dilindeki bitirim kelimeler o sıra mapustu. Hooijdonk, ikinci perdeyi araladı. "Ben senin sayende kaç kez prim aldım?" 34 yaşındaki Hooijdonk, dörtnala giderken, 25 yaşındaki Selçuk kılını bile kıpırdatmıyordu takıma girmek için. "Elin gavuru" konulu kompleksli bir filmde oynamak, Selçuk için daha anlamlıydı. Hooijdonk, üzerine yürünecek adam mıydı? Eli öpülecek bir futbol öğretmeni mi? Selçuk ve Semih gibilerine bu gerçekleri öğretecek bir adam, ne yazık ki Fenerbahçe takımında yok. Hooijdonk, ocak ayında Fenerbahçe'den ayrılmak istiyor. Şu sıralar Juventus'la görüşmeler sürerken, ayrılma sebebini oluşturan gerçekler, takım içinde kendisine karşı yürütülen sinsi güç gösterisi. Unutmadan söylemeliyim, "Devlerin gücünü cüceler yer." Tıpkı Ortega'yı imha eden Oğuz Çetin ve Ceyhun Eriş gibi...
***
Pierre van Hooijdonk Başucu kitabı Onda futbol tanrılarının kalbi atıyor. Her dile çevrilen "ağır bir başucu kitabı" gibi duruyor okumak isteyenlere. Oysa, tembellerin ve kompleksli beyinlerin düşmanı. Tüm zamanların beyefendisi! Fenerbahçeli çocukların gönül sarayındaki sihirbaz. Futbolu bıraktığı gün, yeryüzü de ayaklanacak. Gökyüzü de..
***
Semih Şentürk Samimiyetsiz Önündeki en anlamlı futbol kitabını okumak yerine, posta koymayı seçti. Bir ucunda Hooijdonk'un oturduğu tahteravalliyi terk edip, dengeyi bozacağını sandı. Ertesi gün özür dilemesinde bile samimiyet yoktu. Dünya atlaslarına göz gezdirse, Hooijdonk'un adını duyacaktır. Böyle birine öğrencilik etmenin zarafetini de, Hooijdonk gidene kadar anlayamayacaktır. Sonrası geçmiş ola...
***
Selçuk Şahin Külhanbeyi Mahalle takımındaki bitirimler gibi davranmakla Fenerbahçe'de forma giymek arasındaki farkı, hala fark edememiş. Aradaki yaş ve kariyer farkına bile saygılı değil. Hooijdonk'u Hooijdonk yapan değerlere göz atsa, kendindeki fren sesini de duyabilir. Neden bu takımda forma giyemediğini anlar. Ama aşamadığı komplekslerle gaza basıyor. Soyunma odalarının külhanbeyi olarak...
***
Christoph Daum Seyirci! Fenerbahçe'nin bedel ödeyeceği örgütlenmeyi, Daum sadece seyrediyor. Takım oyunu gerçeğine yüz vermeyip kendilerince güç gösterisine girenlerin, Fenerbahçe formasını hiçe saydıkları ortada. Hooijdonk'a yeniçeri küstahlığı yapanlar, onun görev alanına girmiyorsa, Daum zehri alınmamış bir yaradır Fenerbahçe için...
***
Ceyhun Eriş - Oğuz Çetin Ortega'nın sebebiydiler Oğuz Çetin, Fenerbahçe'de koltuğa oturmak için, futbolcuların "kötülük dayanışmasına" göz yumdu. Ceyhun gibi biri Ortega'ya meydan okurken, cesareti Oğuz'dan alıyordu. Ortega gitti. Ortega'nın gidişiyle, Fenerbahçe çok şey kaybetti. Hafife alınan gerçekler, Fenerbahçe'ye pahalı bir bedel ödettiyse, Semih ve Selçuk'un çirkin tavrının örgütlenmesinin önüne geçmek de Fenerbahçeli yöneticilerin görevi olsun.