Akşamları haberlerin sonunda Avrupa'daki moda defilelerini gösteriyorlar. Kıyafetleri görmüşsünüzdür, "Güzele ne yakışmaz" dedirtecek cinsten. Vallahi benim bile içim gidiyor, genç olsam o kıyafetlerden bir-iki tanesini mutlaka kendime dikerdim. Benim zamanımda genç kızların belleri falan ipincecikti. Üstümüze daracık bluzlar, altımıza da kloş etekler giyer, minik topuklu ayakkabılarımızla salınırdık. Şimdi bizim mankenlere bakıyorum da söylemesi ayıp, kalçalarıyla, belleri aynı kalınlıkta. Odun gibi bir vücut.
*** Bunlar Avrupalı meslektaşlarından da feyz almıyorlar herhalde. Mesela Tuğba Özay'ın gazetedeki fotoğraflarını görünce neredeyse küçük dilimi yutacaktım. O nasıl kalın bir kadın öyle... Her yerinden yağ fışkırıyor. Bir de o vücutla bikini, mayo defilesine çıkıyor. Asıl firmalar nasıl bu kadının hala podyuma çıkmasına göz yumuyor. "Bir dirhem yağ, bin ayıp örter" lafı mankenler için söylenmemiştir herhalde. Aynaya falan bakmıyor galiba, ya da arkadaşları onun artık mankenlik yapamayacağını yüzlerine söyleyemiyor. Tuğba, 42 beden falandır artık. Neyse ki şu sıralar şişman mankenler de revaçta.
*** Ben rejime başladım başlayalı 6 kilo vermişim evlatlarım. Benim durumum neredeyse Tuğba'nınkinden daha iyi. Eee, sağlık söz konusu olunca doktorlar insanın gözünün yaşına bakmıyor. Kalın sağlıcakla evlatlarım.