Uzun süreden beri kalkınmada öncelikli iller için yatırım stratejileri geliştiriliyor. Bu kapsamdaki il sayısı sürekli değişmekte; en son hatırladığım kadarıyla 52 il kalkınmada öncelikli il sınıfında yer alıyor. Milletvekilleri, illerini bu kapsama almak için birbirleriyle yarışıyor. Diyeceksiniz ki, "Bir il kalkınmada öncelikli iller sınıfında yer alınca ne olur?" DEVAMIGELMELİ Kalkınmada öncelikli iller kapsamında olan illerde yatırım yapan yatırımcılara, çeşitli konularda teşvikler verilmektedir. Bu kapsamda yatırımcı 5 yıl vergiden muaf oluyor. Ne kazanırsa kazansın vergi ödemeyecek, üretimde kullandığı elektrik için yüzde 50 indirimli fiyat uygulanacak, SSK priminin bir bölümünden muaf olacak. Bütün bu teşviklerin amacı, birtakım ilave imkanlar sağlayarak yatırımların geri kalmış bölgelere kaydırılıp ekonomisinin canlandırılması ve buradaki işsizlere iş fırsatı yaratılmasıdır. Bu, son derece önemli bir adımdır. Daha önce var olan bu adımın Erdoğan Hükümeti döneminde geliştirilerek devamı desteklenmelidir. Ancak, bu konuda her adımın dikkatli ve hesaplı atılması gerekir. Daha önce yatırım yapanlarla, teşvik kapsamında olmayan bölgede yatırım yapan yatırımcılar arasında haksız rekabete yol açılmamalı. Verilen çeşitli teşviklerle yatırımcının maliyeti aşağı çekileceği için, bu kapsamda olmayan bölgelerdeki yatırımcılar açısından haksız rekabete yol açabilecek boyutta olmamasına dikkat edilirse iyi olur. Yatırımcının desteklenmesi elbette iyidir. Ekonomiyi canlandırır, işsizliği önler. Ancak bu denge iyi sağlanmadığı takdirde; teşvik alamayan yatırımcı küser veya fabrikasını daha az maliyetli bölgelere kaydırır. Bu kez de, bu bölgede işsizliğe neden olur ve ekonomide durgunluk ortaya çıkar. Örneğin Bursa ili, öncelikli il kapsamında değil. Bu il, özellikle tekstil ve otomotiv sanayiinin kalbi konumundadır. Birçok fabrikada on binlerce işçi çalışmaktadır. Bu bakımdan, teşvikli bölgelerde üretilecek malın maliyetleri karşısında, bu fabrikaların da korunması yararlı olur. Kaldı ki, gelişmiş bütün ülkelerde 'DEVLET YARDIMLARI' yasalarla belirlenmektedir. Teşvikler de devlet yardımları kapsamında olduğu için, bunun da ülkemizde haksız rekabete yol açmaması açısından yasa ile belirlenmesi gerekli. AB'nin, Uyum Yasaları çerçevesinde devlet yardımları yasasının da çıkarılmasını uzun süreden beri talep etmesine rağmen bugüne kadar yasalaşmamış olması, büyük bir eksikliktir. YASALAŞMASIŞART Bütün ülkelerde bazı sektörler ve bölgeler devlet yardımları (teşvikler) kapsamında desteklenmektedir. Ancak, bu yardımın cinsi ve ölçüsü yasalarla belirlenmiş olduğu için, sıkıntı yaratmayacak boyuttadır. Sisteme bağlanmıştır, dolayısıyla haksız rekabete yol açmamaktadır. Devlet yardımlarının bir an önce yasalaşmasının ekonomiye ciddi katkıları olacaktır.
