Balık hafızalı olduğumu bilirim ama etkilendiğim olayları ve kişileri asla unutmam. Mesela Can Etili... Birkaç gün önce Savaş Ay'ın Sabah'taki köşesinde görme engelli bir gencin sadece bu "kusurundan" dolayı konservartuar sınavlarını kazanmasına rağmen okula alınmadığını okudum. Sebep ise Can Etili "hanımefendinin" "Görme engelli bir öğrenciyle uğraşmak istememesiydi" anladığım kadarıyla...
*** Yıllar önce benim de başıma Can Etili'den dolayı bir hadise geldi... İlkokuldan yeni mezun olmuştum ve gitmek istediğim tek okul konservatuvardı. Müziğe yabancı bir aile değildik. Annem genç kızlığında bir süre de olsa gitar çalmış, abim gitarı konuşturuyor, şarkı söylüyor, ben evin içinde bülbül gibi şakıyorum vs. Annem karararını vermişti, kanun bölümüne girecektim. O zaman 11 yaşında bir çocuktum ve tercih yapamayacak kadar küçüktüm. Sınavlara daha uzun bir zaman vardı ve ben Kadir Çöpdemir'in nişanlısı olarak tanınan ve fakat aslında Türkiye'nin en iyi sanatçılarından biri olan Gülgün Yıldız'dan ders almaya başladım. (Hatta mezun olduktan sonra bir single yapmıştı. Bu arada saygıyla selamlıyorum. Mahallenin Gülgün Abla'sıydı. Şimdi de olduğu gibi hep gözlerinin içi gülerdi. Konservatuarı kazanabilmem için elinden geleni yapmıştı.)
*** Sınav günü geldi. O zaman konservatuar Nişantaşı'ndaydı. 11-12 yaşında yüzlerce çocuk heyecan içinde bekliyordu. İlk sınavda çok başarılıydım. Ancak ikinci sınav okul hayatımın erken bitmesine neden oldu. Öncekine rağmen çok daha heyecanlıydım. Sınavda sadece iki "soru" soruluyordu. Kalbim yerinden çıkacaktı. Birinci soruda başarılıydım, ama ikincisinde şans yüzüme gülmedi ve sesim çıkmadı. 11 yaşında bir çocuk olarak "Çok heyecanlandım. Tekrar deneyebilir miyim?" diye sordum.
*** Can Etili, bir sürü hocanın sıralandığı masadan ayağa kalkıp, "Çık dışarı. Dışarda yüzlerce öğrenci var, seninle uğraşamayız" diye bağırdı. Piyanonun başında kim vardı şimdi hatırlamıyorum, "Bir kez daha denesin, kulağı iyi" dedi. Ancak Can Etili, tekrar "Çık dışarı" diyince, çaresiz başımı önüme eğip çıkmıştım. Sonradan müzikle uğraşmaya başlayan birisi için oldukça sert bir tavırdı. Aradan 20 yıl geçti ve Can Etili ne zaman aklıma gelse nahoş duygularla anıyorum.