Avrupa Birliği (AB) ile İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Dışişleri Bakanları Ortak Forumu'nun KKTC restleşmesi yüzünden iptal edilmesi, Annan Planı'nı destekleyenlerin yüzlerini kızartmış mıdır bilemeyiz ama, bildiğimiz bir şey var ki, Türk Dışişleri bir diplomasi oyununu daha kaybetti. Oysa, batılılara çok inanan içimizdeki aymazlara göre, Annan Planı'na "Evet" diyerek hem uzlaşma konusundaki hassasiyetimizi göstermiş, hem de diplomatik bir başarı sağlamıştık! Bunun sonucu olarak da AB ile ABD nezdinde elimizin çok kuvvetlendiğine, Türkler'e kesenin ağzının açılacağına, KKTC'ye yönelik izolasyonların kaldırılacağına inanmıştık. 'Kıbrıs'ta referandumdan bu yana 5.5 ay geçti ama ne arayanımız, ne de soranımız oldu. Rum tarafının "Hayır", Türk tarafının ise "Evet" demesi üzerine sırtımızı sıvazlayıp "Aferin" çekenler de bir bir araziye uydu. Havaalanlarının açılacağını belirten Amerika yan çizip söylediklerinin üzerine yattı. Laftan başka hiçbir şey üretmeyenler artık gönlümüzü alacak sözlerden de kaçıyor, tamamen Rum-Yunan ikilisinin politikalarına teslim oluyorlar. Bunun sonucu olarak da, teklif Avrupalılar'dan gelmesine rağmen Türkiye'nin himayesinde gerçekleştirilecek AB-İKÖ Ortak Forumu'nda KKTC'nin Türk Devleti olarak temsil edilmesine karşı çıkıp toplantıyı sabote ediyorlar.
İçimizdeki işbirlikçiler... Cumartesi günkü yazımızda belirttiğimiz gibi, Kıbrıs konusunda Türkiye ilk defa başlangıçta olması gereken politikasına uygun hareket ederken son andaki gelişmeler karşısında maalesef yine teslim bayrağını çekti. AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının toplantıya katılmayacakları anlaşıldığında, iptal ve erteleme seçeneklerinden birincisi uygun gördü ve İstanbul'daki buluşma gerçekleşmedi. Hatta, AB üyesi ülkelere Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin "devlet" statüsü içinde anılacağı ve İslam ülkelerinden tanınması için girişimde bulunulmayacağı garantilerini bile verdi. Buna rağmen Rum ve Yunan tarafının ısrarlı itirazları sonucu AB üyesi ülkelerin katılımcıları ikna olmadı. Neticede hepsi Türkiye'ye verdiği sözleri unutup Rum bayraktarlığını üstlendi. Kıbrıs'taki referandum öncesinde, batılıların bu oyunlarına dikkat çekmiş ve ne kadar iyi niyetli olursak olalım, Rum-Yunan tezlerinin herşeye rağmen kabul göreceğini hatırlatmıştık. Doğrusu bu kadar kısa zamanda haklı çıkacağımızı beklemiyorduk ama şaşırmadık da! Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti, bu coğrafyada yaşayanların mensubiyeti Türk, bayrağımız Ay-Yıldız, devlet yapımız Üniter, dinimiz İslam olduğu ve minarelerde ezan 5 vakit, spor karşılaşmalarında bile İstiklal Marşı'mız gür sesle ve yürekten okunduğu müddetçe bu batı ile işimiz sürekli var olacaktır. Onları ve tavırlarını anlıyoruz ama; hala anlayamadığımız milli mücadele sırasındaki mandacıları aratmayan içimizdeki işbirlikçiler.
