Müjdeler olsun! Nüfusumuzun hepsi sağlammış da haberimiz yokmuş!.. Bunu biz söylesek, "Acaba?" diye düşünürsünüz. Koca devlet de mi yalan mı söyleyecek... Maliye Bakanlığı, bazı devlet kurumları için 450 engelli kadrosu açtı. İŞ KUR'a müracaat edenler, iş için aranan şartları okuduğunda hayalleri yıkıldı. Nasıl yıkılmasın ki! Başvuru için aranan kriterleri taşımıyor. Yani zihinsel, ruhsal, konuşma ve fiziksel özrü olmayacak. Şartlar ağır. Anlaşılan özürlü değil, sağlam eleman işe alınıyor. Sınavı bahane... Olaylar bununla bitse iyi. Antalya'da bu yılın ilk 8 ayında kamuya 892 kişi yerleştirildi. Bunların içinden ancak 1 özürlü işe girebildi. Bu çarpıklığı eleştiren görme engelli milletvekili Lokman Ayva, "Devlet özürlü işçi değil, adeta SAT komandosu arıyor" diyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de "Hastasına, zayıfına, acizine ve engellisine sahip çıkamayan devletin, sosyal devlet olamayacağını belirterek, bizim devletimiz, milletimiz kadar sosyal olamamıştır'' diyerek, dozajı artırıyor: "Bu kişiler, bizden fırsat istiyor, bizimle hayatı paylaşmak istiyor, bizim bir parçamız olduğunu her vesileyle haykırıyor. Ama maalesef çoğu zaman biz bunları duymuyoruz veya duymakta da güçlük çekiyoruz. Engelliler maalesef seslerini duyuramıyorlar veya onların sesini birçok insan duymak istemiyor. Bir engelli annesi veya babası olmayan insan, bu derdi iliklerine kadar hissedemez. Gönülden engelli olanlar, beyinsel miyoplu olanlar bu problemi göremez, hissedemez, bunu anlayamaz.'' Bravo Bakan'a... Duyarsızlığı bu kadar ağır eleştirebiliyor. Dileriz bu konuşmadan sonra, kangren olmuş insani sorunlara çözüm üretmeye katılabilir. Bekleyip göreceğiz...