Milli aşımız, hani löbye diye de çağırdığımız, çoğunlukla fakir fukaranın, dar gelirli kısmının havyarı kuru fasulye, birden bire yüzde yüz zamlandı.. Çüşşş! "Çek bir pilav üstü kuru.." da yattı demektir.. Hazret artık mevki değiştirdi.. Lüküs oldu.. Şimdi toplu görüşmelere oturmuş memur kısmına önerilen zam ise yüzde 8.. Hepsi hepsi o kadar.. Selamı aleyküm, aleyküm selam.! Pazarlıklar halen komisyonlarda.. Komisyona düştün mü çek kuyruğu rahvan gitsin.. Fazlasını bekleyen memur, avucunu yalar.. Memleketin hali tıpkısı tıpkısına eski İstanbul sinemaları.. O sinemalarda mevkiden geçilmezdi.. Birinci mevkii.. İkinci mevkii.. Üst balkon.. Yan balkon.. Paradi.. Duhuliye.. Bi de lüküs koltuk ile, lüküs balkon.. İşte o lüküs balkonla lüküs koltuklarda oturanların bilmem nereleri, bilmem nerelerine hep denk olurdu.. Onlar, kar-buz frigo yerler, Olimpos gazozu içerler, öpüşme sahnelerinde hiç "Eyii muzzz" diye bağırmazlardı.. Filmi, filimleri keyif içinde seyrederlerdi.. Diğerleri, o duhuliyeydi, yan balkonlardı, paradilerdi bulunanlar ise tıkış tıkış, kan-ter içinde, ellenerek, icabında kertilerek, arada sırada pandiklenerek filmi kovalamaya çalışırlardı ki, çoğu zaman işkence..
***
Evet ne diyordum.? Memurlar yine beklemede.. Duhuliyelerde, arka, ya da üst balkonlarda, paradilerde oynatılan filmleri seyretmede.. Ve emekliler de aynı durumdalar ki, komşuda pişer, bize de düşer umutlanmaları içinde.. Bu memur zamları ne zaman gündeme gelse, ben hep aynı şeyi, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın o "Memurlara Gazel" isimli şiirini anımsarım.. Bir iki kere de yazdım bu köşede sanırım.. Şimdi komisyonlarda olan bu toplu sözleşmeden sonra memura yine gazel okunacak ve hele IMF buradayken yüzde 8'den fazla kapik çalışmayacak.. İş, "inşallahla, maşallahla, hayırlara vesil olur" laflarıyla bağlanacak.. Hadi gelin "Memurlara Gazel"den önce o yine Ümit Yaşar'ın "İnşallahla, maşallahla"sı ile başlayalım.. O bölümdeki "Amin Amin Diyerekten" isimli şiiriyle:
Amin Amin Diyerekten.. "Yürüyelim düşe kalka Amin, amin diyerek Afyon yutturalım halka Amin amin diyerek
En nalıncı keserleriz Hamama girer terleriz Arpa boyu ilerleriz Amin amin diyerek
Tütsün baca, yansın ocak Haklar, yerini bulacak Kıbrıs işi hal olacak Amin amin diyerek
Hiç düşünmeyelim artık Kavağı çıkınca balık Azalacak pahalılık Amin amin diyerek
Her müşkülün tek çaresi Yapacağız teranesi Bir devletin idaresi Amin amin diyerek."
***
Şimdilerde o sinemalarda, hep birlikte tek film oynuyor: "AB ve Türk Ceza Kanunu.." Başrolde "Zina.." Filmin esas oğlanı naralanıyor "Zina taşlanmalıdırı, icabında AB XX taşlanmalıdır.." Haydee! Yafu aman yiğit, iki yıldır aşıtmadığın kapı eşiği kalmadı o AB'nin camından içeriye bakabilmek için.. Şimdi ki bu naralanmaların ne biçim bir iştir.? Bu güne değin olup bitenler, o çok heveskar hallar bir aldatmaca, bir takiyye olmasın sakın.. Filmi seyretmekte olanlarda böyle bir düşünce.. Sahi bu ne biçim bir film.? Bu "Esas oğlanın" niyetleri ne olmalı.? Göreceğiz bakalım..
***
Ne diyordum.? Kuru fasulye ikiye katladı maaşını ve memurlar sıfır sıfır, elde var sıfır.. Hadi gazele geçelim.. Memurlara Gazel.. "Olgun diye kessen de, o yine ham çıkacak Çeyrektir senin hakkın, sanma ki tam çıkacak.
Getirecek müjdeyi bir gün o talih kuşu İçinden çıksa çıksa sana selam çıkacak.
Baksana paylaşılmış sabahlarla; gündüzler Talihine ya gece, ya da akşam çıkacak.
İmrendiğin kulların açsan midelerini Yiyip içtiklerinin hepsi haram çıkacak.
Serinlik bekleyedur şu sıcak havalarda Her yere meltem esse, şansına sam çıkacak.
Bir gün ölürsen eğer.. Senden kahpe dünyaya Namuslu kaldın diye kuru bir nam çıkacak..
Hayaller kur sen yine evde çoluk çocukla. Beklemek güzel şeydir, bekle ki zam çıkacak."
Ümit Yaşar'ın bu şiirleri taa 40 yıl öncesinden.. Ve de gördüğünüzce, 40 yıldır aynı tas, aynı hamam.. Sadece tellaklar değişik..