Nedir bu kitap yazma modası anlayamadım evlatlarım. Eline kalemi, kağıdı alan döktürüyor anılarını. Halbuki anılar kutsaldır çocuklar, yaşadıklarınızla aranızda kalır. Bazıları iki dudağın arasından çıkmaz. Ama her şeyde olduğu gibi bunda da işin suyunu milletçe çıkardık. Hiç Yaşar Kemal, Ahmet Altan, Adalet Ağaoğlu, eline mikrofon alıp, sahneye çıkıyor mu...
***
Bizim gençliğimizin jönüydü Alpay. Gençler mahalledeki kızlara onun şarkılarıyla aşık olur, küser, barışırdı. Fabrika Kızı, Eylül'de Gel, Son Tango, Bekledim Seni şarkılarını duyduğumuzda anılara dalar, mahalledeki yavuklumuzu hayal ederdik. Kendi kendime "Bir gün şu Alpay'ı canlı canlı dinlemeden ölürsem, gözlerim açık gider" derdim. Sonunda bir halk konserinde dinledim, sahnede bir dev vardı. Nasıl hayrandık anlatamam. Ama hepsi "anı" olarak kaldı evlatlarım. Genç kızlığımın hayranlığı bir kitapla mahvoldu gitti. Alpay da kitap yazmış. Kitabında 13 yaşında tecavüze uğradığını söylemiş. Şimdi gururla, gülerek anlatıyor da, benim etlerim lime lime çekiliyor. Bunları bilmesek de olurdu Alpay, bu yaştan sonra neyin reklamını yapıyorsun. Biz senin güzel şarkılarını beklerken, sen böyle şeylerle oyalanıyorsun.
***
Benim gibi Alpay hayranlarını hayalkırıklığına uğratıyorsun. İstemem artık ne Eylül'de gel, ne Ekim'de, ne de Kasım'da... Çünkü sen artık bizim tanıdığımız Alpay değilsin.