Karaların ortasına deniz yapmasını beklemiyorum ama... Kötü futbola estetik yapacak usta bir cerrahlık bekliyorum Daum'dan. (Maç öncesi)
***
Fenerbahçe'nin senkronu bozuk. Tedirgin edici orta saha boşluğu, Malatya'yı cesaretlendirmeye yetti. Bu gerçeklere seyirci kalanlar gibi, Rüştü de Osterc'e seyirci kaldı. Ve Malatya golünü attı. (Dk.6)
***
Fenerbahçe'de siperinden çıkan onurlu askerler "Bize kaybetmek yakışmaz" diyen bir saldırı başlattı. Luciano'nun müthiş kafa vuruşunu Malatyaspor kalecisi Fevzi harika çıkardı. (Dk.25)
***
İliklerine kadar kazanma isteğiyle dolu bir Fener izliyorum. Rakip kale önündeki kalabalık diyaloglarda anlaşılmaz bir beceriksizlik var ama Fenerbahçe gol kokuyor... Bülent Akın'ın Hooijdonk'a yaptığı net penaltıyı hakem İsmet Arzuman vermedi. Herkesin gördüğünü görmeyen bir hakemin meslek namusundan da şüphe ederim, hakemliğinden de... (Dk.31)
***
Fenerbahçe ligin başından beri gol atmayı hiç bu kadar hak etmemişti. Nobre beraberliği sağladı. (Dk.44)
***
İkinci yarıdaki Fenerbahçe, futbolun kozasını ören ipekböcekleri gibi. Tuncay soldan ışık hızında vurdu. Az farkla dışarı çıktı. (Dk.48)
***
Malatyaspor, ipi kendi boyuna geçirmek üzere. Yenilgiye davetiye bastırıyor. Ve Nobre, tribünleri ayağa kaldırdı. (Dk.58)
***
Hooijdonk'un eliyle düzelttiği top da kesin penaltı. Ama hakem de görecek göz, koşacak derman yok. İmdat flaması gibi duruyor sahanın ortasında. Benden ona siyah çelenk! (Dk.62)
***
Fenerbahçe, bu dakikalarda sevdalı bir aşkın yorgunu gibi. Tasarruflu kullanmaya başladı kendini. Tedbiri elden bırakmıyor. Maçın başında sahanın ortasında suç aleti gibi duran Deniz, "helalinden bir ödeştirme" yaptı. Fenerbahçe'yi rahatlatan golü attı. (Dk.72)
***
Dün gece, şaheser bir Fenerbahçe takımı izledim. Klasik günahlarından arınmıştı ve Avrupa yolculuğuna da hazır gibiydi. Verdiği mücadele, hak ettiği 3 puanı getirdi. (Dk.90)
***
Mücadele ruhunu diri tutan, top yapma sanatına işçilik eden Fenerbahçe, dün gece, en büyük düşmanının "kendisi" olduğunu öğrenmiştir. (Maç sonrası)