Mutlulukla hiç sevişmedik bu yalancı düzende. İzin vermediler. 4 kadınla yaptıklarına zina demediler de, bizim hayatı sevmemizi engellediler. Ekmeğimizi acıya bandık. Avrupa Birliği'ni gerçek sandık, erken yattığımız halde geç uyandık. Kavgadan kaçmadık, yumruğumuzu sıktık. Ne aşa layık gördüler bizi, ne işe. Ruhların bile satıldığı bir pazar kurdular. Geleceğimize kurdular tuzaklarını. İktidara şirin görünen patronların, dünya turuna çıktığı bir düzende, işçiler evlerinde dört dönüyordur çaresizlikten. Nasılsa dünya dönmüyor mu? İnsanlar verdikleri sözlerden dönmüş çok mu? Dokunulmaz adamlar orkestrası, şimdi başka telden çalıyor. Asgari ücreti bile Avrupalı beylerimizin belirlediği bir ekonomik düzende, zina meselesi işin içine girince, "İçişlerimize kimse karışamazsa", bağımsızlığımızı ilan etmiş sayılır mıyız? Sahi ya; şu IMF, bizim içişlerimize karışmaktan sanık değil mi? Kendi ülkemizde, yabancı olduğumuzu hatırlatan Dünya Bankası, bizim işçilerimize bile karışmıyor mu? Aslında "isyan bütçemiz" zenginleşiyor, ekonomik olarak sıfırlanırken.. Madem ekonomi bu kadar harika, memura neden yüzde 8 zam? Yoksa, işçi ve memur sadece seçim mevsimlerinde hatırlanan bir yalan mı? Uyanalım! Hayatımıza el koyuluyorsa... Yola koyulalım... Yarın çok geç olacak...
