SPARTA Prag maçı sonrası zaten çok iyi bir futbol beklemiyorduk. Fenerbahçe son senelerin iyi takımlarından Malatyaspor karşısında savunmada açık da verse, attığı 3 golle maçı kazanmasını bildi. İlk 15-20 dakikada çok zorlanan F.Bahçe, kalesinde golü görene kadar puan maçı oynadığının farkında değildi. Golden sonra baskılı oyunu ve fırsatçılığı ile takımın yüzde yüz ihtiyacı olan Nobre devreye girdi. Takipçiliği ile burnu iyi gol kokusu alan Nobre beraberliği getirdi. İlk yarıyı şöyle film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirirsek; F.Bahçe'nin savunmadaki handikapları öne çıktı. Bir solda, bir sağda oynayan Ümit, yerini yadırgadı. Servet'in topu oyuna sokarkenki acemilikleri, Luciano'nun gecikmeli müdahaleleri Fener'in eksileriydi. Birbirlerini oyun içinde tamamlayamıyorlardı. Deniz, iyi savunma anlayışı ve attığı golle Rüştü ile birlikte defansı ayakta tutan futbolculardı. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle, arkadaşlarının açığını kapayan Aurelio da maçın iyilerindendi. İkinci yarıda ise Serkan'ın acemilikleri, hatalı pas sayısının çokluğu F.Bahçe'nin iyi oynamasına engel oldu. Tuncay, yine çok koşarak orta sahadaki bu eksiği kapamaya çalıştı. Alex süper, tamam da tembelliğini nasıl ortadan kaldırmalı? Daum bunu iyi düşünmeli. Hakemler ise kötüydü. Hooijdonk'un düşürülmesini görmediler, rakibine çok sert giren Luciano'ya kırmızı yerine eyyam yapıp sarı kart gösterdiler. Sonuç olarak F.Bahçe zor maçtan 3 puan çıkarmasını bildi. Önemli olan da buydu.