Artık, yavaştan yavaşa, ayaz geceler zamanı.. Eylül, kışa çanak tutmaya başladı.. Bundan sonraki sıcaklar, yalan sıcaklar.. Oturduğum apartımanın tam karşısındaki çocuk bahçesi artık bomboş.. Onlar, çığlıklanmalarını, gülmelerini, koşuşturmalarını, birbirleriyle dalaşmalarını yanlarına alarak artık okullarına gittiler.. Okullar açılalı, hafta oldu.. Ve de günümüzde okullar sağlam, emniyetli, çocukların güven içinde oldukları yerler değil artık.. Ne yazık ki değil.. Uyuşturucu belası, oralara da fazlasıyla musallat olmuş bir hallerde.. Narkotik polisinin bütün uğraşlarına, aldığı tedbirlere rağmen..
15 yaş.. Ben tanıdığımda o kız 19 yaşındaydı.. 15 yaşından itibaren 11 kez uyuşturucu tedavisi için hastahanelere yatmıştı; yurt içinde ve yurt dışında.. İstanbul'un en saygın liselerinden birinde ortaokul öğrencisi olarak okurken "Hap" denilen şeylere alışmış, alıştırılmıştı.. Aile varlıklıydı ama ana-baba ayrı.. Ana-baba kendi yaşamlarında ve o kız çocuğu okulda yatılı.. Tatilde ise yaşları 90'ların üstünde bir büyük baba ile büyük anne- annenin yanında.. Çok sevgisiz, çok yalnız ve hep bir büyük boşluk içinde, korkularıyla başbaşa önce "Hap"lardan, sonra esrardan, eroinden, kokainden kuvvet alan uzun sapsarı saçlı, yemyeşil gözlü bir kız.. 19 yaşındaydı ve sonu gelmişti.. Bir ortaokul öğrencisiyken başlayan sonu.. Son hastahane çıkışında, annesi gelip beni bulmuştu yine.. Macerasını önceden biliyordum.. Büyük annesi ve dedesi ile kaldığı eve gitmiştik yanımda annesi.. O eve.. Anne telefon etmişti.. "O, eve döndü" demişti.. Aksırıklı, tıksırıklı bir İstanbul ve iş işten geçtikten sonra telefonda ağlayan bir anne.. Günlerden cüce bir cumartesiydi.. Kalktım o eve gittim.. Kaldım..
İhtiyar ev.. Ev buzz.. Ev, ihtiyar bir ev.. Bir yerlere gitmek için ayaklara kalkmış bir ev.. Pencereler, perdelerin hasretli- ğiyle ağlamaklı.. Koltuklar, kanepeler bir yerde yığın.. Kız içeride uyumakta.. Anne, elinden tuttuğu bir 100 yaşı getirmekte yanıma.. Babasını getirmekte.. Ben ilk kez bir 100 yaş görmekteyim.. 19 yaşın emanet edildiği bir 100 yaş.. O adam, o 100 yaş, gülüyordu.. Simsiyah gülüyordu.. Bir mağaraydı ağzı sankim.. Ki isten tekmil siyaha kesmiş.. Gülüyor ve konuşuyordu.. Durmaksızın konu- şuyordu.. Elini yüzünün sağ tarafına götürüp gözünü kapatıyor "Bak, bu görmez.. Hadi vur ona, hiç acımaz.. Hadi vur.." diyordu.. Yine gülüyordu.. Ağzı hep mağara, içeride uyuklamakta olan kızdan, torunundan söz ediyordu.. "Gelir gelmez helaya gidip çekti yine.. Belki iğne de yapmıştır.. Hıhhh, hıhhh.! Çekti, uyuyor.." ve ekliyordu "Hadi vur bana, hiç acımaz.." Ev, soğuktu.. Ev, yaşamıyordu.. O 100 yaş, yaşıyordu ama ev, yaşamıyordu.. Kız kalkıp geliyordu.. Darmadağın, çok perişan.. Yolluyordum, gidip içeride yüzünü yıkayıp yine geliyordu.. İhtiyar, "Bak nasıl çekmiş yine" diye gülmesini sürdürüyordu.. Sonra yaşamı çoğunlukla yurt dışında geçen anne gelip ilişiyordu yanımıza.. Anne, "Seni çok seviyorum kızım.. Neden böyle yapıyorsun?" diye soruyordu.. Kız donuk ve eğreti cevaplıyordu: "Daha önceleri neredeydin? Sen ve babam neredeydiniz?" Bir teyp yanımda, yanıbaşımda bıkmaz usanmaz dönüyor dönüyordu.. Bir tiyatronun sahnesinde gibisinceydim.. O 100 yaş hala gülüyordu.. Ve ben sanıyorum ki o kızı anlıyordum.. Özdeşleşiyorduk bir uç noktada..
Belirtiler.. O kızla oturup uzun uzun söyleşiler yapmıştık.. Hatta bazen yattığı hastahanelerden birinin avlusunda.. "Nerede içiliyor, nerede alışılıyor bu lanete" diye sormuştum bir keresinde.. - Çoğunlukla liselerde.. Karma yahut tek eğitim yapan liselerde.. Liseler derken ortaokullar da dahil.. - Semt olarak en çok nereler.? - Bakırköy, Yeşilyurt.. Suadiye, Göztepe.. Ço- ğunlukla paralı yerler.. Zengin çocukları.. Anne- lerinden, babalarından rahatlıkla istedikleri kadar para alabilen çocukların oldukları yerler.. - Kullandığın eroinin fiyatı ne kadar.? - Pahalı.. -Günde ne kadar kullanıyorsun.? - 2 ya da 2.5 gram.. Yeni başlayanlara, çeyrek gram yeterli olur.. - Alışmış da parası olmayanlar ne yaparlar.? - Onlara bedava verilir.. Ama başka çocukları.. Başka paralı çocukları alıştırmak şartıyla.. - Önceki gün bana gazeteye bir kadın telefon etti.. "Bir kızım var.. 15 yaşında esrara başladı.. Bir yıl kadar içti.. Sonra her çareye başvurup bıraktırdık.. Ama şimdi yine çok şüpheleniyorum.. Bazı günler bir gözü şaşılaşıyor.. Acaba yine kullanıyor mu dersiniz.? Kimseye danışamadım, size soruyorum" dedi.. Uyuşturucu, hap kullananlarda oluyor mu böyle şeyler.? - Kesinlikle oluyor.. Malı alınca gözlerden biri şaşılaşır.. - Bir aile nasıl anlayabilir çocuğunun uyuşturucu kullandığını.? - Öncelikle göz kaymaları.. Sonra devamlı nezle halleri.. Göz bebeklerinin küçülüp, iğne başı bir durumlara gelmesi.. Yine gözlerdeki donukluk.. Çoğunlukla gözler ele verebilir.. Aşırı neşe.. Aşırı içe kapanıklık.. Karın ağrıları ve devamlı mide spazmları..
***
O yeşil gözlü, sapsarı saçlı kız, çabuk yitti gitti.. Öldüğünde 21 yaşındaydı.. Kolları iğnelerden delik deşik.. Kanmayın yalan sıcaklara.. Artık hep ayaz geceler.. Okullar açılalı bir hafta oldu.. Aman çocuklara dikkat.. Çok dikkat.! Çünkü dünya, iyilerden güzellerden çok, kötüler ve çirkinlerle dolu.. Çocuklarla "marka" değil, sevgi verin..