Sarı lacivert bir masalın orta yerinde, dünyanın en güzel tribün fotoğraflarını resimledi gözlerimiz. Her futbolcu, "tanrı silüeti" gibi duruyordu taraftarın gözlerinde. Her futbolcunun gözlerinde, karınca askerlerden bir ordu duruyordu tribünlerde. Maçın ilk dakikalarında "doldur boşalt istasyonuna" top kaybı depoluyordu Fenerbahçeli defans oyuncuları. Lig maçlarındaki klasik hastalık Şampiyonlar Ligi'ne de bulaşmıştı. Daum, her zamanki gibi seyirciydi de, Hooijdonk rehberliği üstlendi, arkadaşlarına kanatları işaret etti. Ne olduysa ondan sonra oldu. Fenerbahçe, futbolun en doğru yoluna saptı. Ayağa paslar ve kanat organizasyonları... Fonda üç yıldızlı şarkılar vardı, sahada harika bir futbol gösterisi. Tuncay vurdu direkten çıktı, Hooijdonk'u indirdiler, hakem penaltıyı vermedi. Fenerbahçe'nin birkaç dakikalık muhteşem baskısı Prag'ı kilitledi. Alex, örgüt çökerten bir eylemin ilk kahramanıydı. Sağ ayağıyla doğru adreste, doğru kişiyi buldu. Hooijdonk, reddedilmesi imkansız bir teklifi, en iyi biçimde değerlendirdi ve harika bir gol attı. Ümit Özat, muhteşem oynuyordu o sıra. Aurelio, tepeden tırnağa yürekti yine. Tuncay, kanatlarını takmış uçuyordu. Sparta Prag'ın ince futbol işçiliğinin önüne geçen gerçekler, topun gelişigüzel havalandığı dakikalarda, Fenerbahçe kalesinde sıkıntı yaşattı ama ilk yarı, Fenerbahçe'nin istediği gibi oldu. İkinci yarıda mücadeleyi elden bırakmayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Ama Tuncay bir başkaydı. Tuncay, Fenerbahçeli çocukların rüyalarına "kutsal emaneti" taşıyordu sanki. Geceyi uykularında bulutların üzerinde geçirsinler diye. Sahadaki futbolcular içinde kazanmayı en çok isteyen oydu. Ciğerlerini patlatırcasına koştu, mücadele etti. Daum'un yaşlı biri gibi duran Serhat'ı oyunda tutup, Tuncay'ı dışarı alması şaşırtıcıydı. Sahanın en diri oyuncularından Servet'in, kendine suç ısmarlaması ve sahadan atılması, son dakikaları sıkıntıya boğdu. Ama tribünlerdeki karınca ordusu, Servet'in boşluğunu da doldurdu. Rüştü, son dakikada kurtardığı topun dışında, Fenerbahçe'nin en güvensiz adamıydı. Maç boyu tribünleri tedirgin etti. Avrupa'da düşlerin kapısında 3 puanlı Fenerbahçe duruyor. Koşun haber verin tarihe... "40 yıl sonra Manchester'i deviren Fenerbahçe geliyor" deyin. Bilmiyorum İngilizler ne der! Her şeyin bir ilki varsa... Tarih tekerrür eder.