MEMORIAL Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Doç. Dr. Burak Erdamar, horlama ile ilgili şu bilgileri verdi: "35 yaşını aşmış erkeklerin yüzde 35'i, aralıklı ya da yatış pozisyonuna bağlı olarak horlamaktadır. Yoğun bir günün ardından, alkol kullanılmasından sonra, sırtüstü yatarken horlamak, genelde masum horlamalardır. Ancak, hemen hemen her gün yüksek şiddette ve uykuda nefes kesilmelerinin eşlik ettiği horlamalar, gerek hastanın yaşam süresini kısaltması, gerekse beraberinde önemli hastalıklar için risk oluşturması nedeniyle tedavi edilmesi gereken önemli bir sağlık sorunudur. Gece uykuda horlarken nefesi kesilen ve yaşı 60 yaşın üstünde olanların hayati tehlike taşıdıkları ve birçok kalp ve solunum hastalıklarına yatkın oldukları bilinmektedir.
NELER YAPILMALI? Öncellikle ideal kilomuz üstündeki kilolarımızdan kurtulmak iyi bir başlangıç olacaktır. Gece uyku öncesinde alkol alınımının azaltılması, en az 4 saatlik açlık ile yatağa gidilmesi ve uyumadan sakinleştirici ilaçların kullanılmaması ile birçok basit horlamanın önüne geçebiliriz. Burnumuzun açık olması ve ağzın kapalı olması sağlıklı bir uyku için altın kuraldır. Bu basit önlemlerin alınmasına rağmen horlama ve uykuda nefes kesilmesi devam ediyorsa, mutlaka rak tedavi edilmesi gerekmektedir. Hastalığın şiddetinin anlaşılabilmesi ve hangi tedavi metodunun kullanılacağının belirlenmesi için "uyku testinin" yapılabileceği bir merkeze başvurup bir gece hastanede yatılması gerekmektedir. Cerrahi tedavide ana prensip, gece uykuda solunum yolunu tıkayan küçük dil ve yumuşak damağın gerginleştirilmesinin sağlanmasıdır. Günümüzde en geçerli olan teknik "radyofreakans" cerrahisidir."