Ekonomik ve siyasi alanlarda sıkışınca hemen sosyal bir konuyu ortaya getirerek gündemi kendine göre uyarlamaya çalışan AKP iktidarı, çok mahir! Ana seçmen tabanının hassasiyetlerine göre mutlaka bir konu buluyor ve o sayede gerçek gündemin tartışılmasını bertaraf ediyor. Irak'a asker göndermemizi isteyen Amerika'nın talebini reddedemeyeceklerini bildiklerinden, Başbakan hemen kendince yorumlarla kamuoyu oluşturmaya çalıştı. "Iraklı Müslüman kadınlar Amerika ve müttefiklerinin Hıristiyan askerlerinden hoşlanmıyor. Dolayısıyla Müslüman Türk askeri sayesinde komşu ülkemize huzur gelir" diyerek kılıfı hazırladı. Ruhban Okulu'nun açılması yolundaki baskılar artınca, bizim iktidar Atina'ya cami açılması teklifini getirdi. AKP tabanında "Vay beee.. Ne uyanık hükümetimiz var" diyerek kendini avuttu. Ruhban Okulu karşıtı parti tabanı pazarlıktan mutlu olup frene bastı. Yerel seçime gidilirken Başbakan yer yer de meslek liselerindeki haksızlıkları anlattı. Maksadı, imam-hatip meselesi üzerinden oylarını artırmaktı. Doğrusu başardı ve sonrasında imam-hatip meselesi de arşive kaldırılıp faturası "Arkamda yeterince durmadınız" denilerek halka çıkartıldı.
Farklı perdesi aralanınca... Yüksek Askeri Şura Toplantıları'nda, Ordu'da ilişiği kesilenlerin kararına şerh konularak siyasi tercihleri yansıtıldı. Böylece taban politikası yapıldı. Diğer taraftan da "Toplantılar çok verimli ve uyumlu geçti" açıklaması ile durum idare edildi. Bazen de "ince ayar" politikalarına kurban gittiler! Ceza Kanunu'nda değişiklik yaparken kıyafet yönetmeliği konusunda sokaktaki insanın bile canını açıtacak kararlar aldılar. Sonra da "Gözümüzden kaçtı" pişkinliği ile düzelteceklerini söylediler. Şu günlerde tartışılan "Zina" konusu da söyle. Durduk yerde bu konuyu gündeme getiren AKP'liler, sandılar ki toplum bunun karşısında olacak ve "namus" üzerinden herkes anlayışını belli edecek. Böylece kendileri de "ahlak zabıtası" ilan edilip prim toplayacak. Ama kazın ayağı öyle çıkmadı ve "Zina" silahının farklı perdesi aralanınca ortaya toplumsal gerçeğimiz döküldü. Nice imam nikahlı; hatta, resmiyetin üzerine gayri resmi evlilik yapan din tüccarları çıktı. Zinanın suç sayılmasına AKP'li milletvekilleri bile karşı çıkar oldu. İnsan haklarının devlet eliyle sınırlandırılmasının yanlışlığı üzerine görüşler belirtildi. Ekonomi ve dış politikada alarm zillerinin çaldığı zamanda zinayı TCK'ya tekrar suç olarak sokmak isteyenler, kendi gündemlerinde, kendi tabanları tarafından yakalandı! Bakalım, bu defa hangi bahane ile çarkedip tornistan edecekler göreceğiz. Haremi genişlerin "namahrem" anlayışı çatırdıyor galiba!