Eşi tarafından 30 bıçak darbesiyle katledilen Yasemin'in, trafik kazasında can verdiğini zanneden iş arkadaşları, gazeteye ilan verip başsağlığı dilemiş.
Müziğe oldukça uzun soluklu bir ara vermiştim. Bu arada bir sürü albüm, single, klip, "çalıntı eser", itişme, kakışma, didişme ve laf atmanın ardı arkası kesilmedi. Yerli ve yabancı hemen hemen tüm albümleri dinledim. Hepsiyle ilgili bir fikir var kafamda.
Yaz ayları oldukça hareketli geçti, bazı albümler çok sattı, bazıları da hüsrana uğrattı. Bunların arasında sessiz sedasız, şatafatsız, reklamsız bir kişi dikkatimi çok çekti. Herkesin sevdiği gibi Rafet El Roman. Dört yıl aradan sonra müziğe tekrar "Merhaba" diyen Rafet'in aramıza dönmesine herhalde en çok sevinenlerden biri ben, diğeri de şirketi Emre Grafson'dur.
Sürgün'le suskunluğunu bozan Rafet, albümde adeta geçen yıl yaşadığı tatsız olayların hikayesini anlatıyor. Şarkılarının her birinden gerekli mesajı çıkartabilecek kadar akıllı düşünenler, albümdeki sitemi üstlerine alınabilirler. Başta Yalancı Şahidim olmak üzere albümdeki neredeyse bütün şarkılar tabanca gibi. Rafet bu arada albümün ilk şarkısının yanında Sürgün'e de Almanya'da klip çekti.
Canlı performansı konusunda henüz bir yorum yapmak için erken. Açıkçası Rafet El Roman'ı şimdiye kadar sahnede dinlemedim. Ama 7 Eylül Salı akşamı Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserini dört gözle bekliyorum. Umarım hayal kırıklığına uğramam, uğramayacağımı da biliyorum...