Satılıyoruz. Parsel parsel , hane hane... Stratejik noktalara göz koyan yabancılara, "sadece para" soruyoruz. Topraklarımızı kimlerin aldığını bile bilmiyoruz. Yazılan senaryonun figüranları, yarın felaket bedeller ödetecek bizlere. Hafife aldığımız bütün gerçekler, bize pahalıya mal olacak. Satılıyoruz... Tehlikeli tanrıların tuzağındayız. Gerçeklerin uzağında...
***
Cumhuriyet 'e nefretlerini kusan mülki amirleri izliyoruz özel günlerde. Belediye başkanlarını... Daha nicelerini... Apoletler içinde ihanetin resmi belgesini sunanlar var. Atatürk 'e nefretlerini kusuyorlar. Cumhuriyet ilkelerine bağlılıkları konusunda namusu ve şerefi üzerine yemin eden yetkililer susuyor. Atatürk ilkelerini savunmak suç olacak yakında. İrtica altın devrini yaşıyor... Beline beline vuruyorlar Cumhuriyet 'in... Karanlığı besliyorlar. Emirler büyük yerden... Satılıyoruz!
***
Ruhban okullarının maskesini bir düşürün bakalım. İhanetin temsili provalarından, hangi gerçekler çıkacak Açık vermiyorlar, şüphelenmeyelim. Birilerini iktidara getiren demokrasi, din özgürlüğü masalıyla, Türkiye'yi de yağmalanmaya götürüyor. "Misafirleri, konakladıkları yeri ele geçirdikten sonra izleyin." Sonrası geçmiş ola... Nasılsa Avrupa Birliği bizi bekliyor. Demokrasi şölenlerinde, ihanet partilerinde satılıyoruz!...
***
Adaletin kafası gözü yarıldı. Sırtına hançer saplandı üstelik. Bu saatten sonra, adaleti altın suyuna batırsanız, ne olur ki! Bütün bu gelişmeler, "dokunulmazlığa" ilham veriyor. Yıpranan devlettir, ayakta kalan devlet düşmanlığı! Bir ülkede çeteler kanunların önüne geçmişse, neyin önemi vardır artık Suskunluğun mu? İktidarın gücünü yok saymanın mı Yoksa, hazırlanan zeminde, adaleti kaydırak yapmanın mı Satılıyoruz...
***
Halkın yürekli olduğu yerde, ihanet yavaşlar. Bu ülke bizim, bu topraklar bizim! Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar!