Bundan 82 yıl önce, 30 Ağustos'ta kazandığımız zaferle kuruldu Türkiye Cumhuriyeti Devleti.. Tarihlerin en büyük kahramanlarından biri olan büyük devlet adamı, siyasetci ve asker Atatürk'ün önderliğinde, adına "Milli Mücadele" dediğimiz Kurtuluş Savaşı' nı kazanan milletimiz, aynı zamanda "Kuruluş" un yolunu da açmıştı. Bin yıllık Türk toprağı Anadolu'yu işgal edenler, bir milletin yeniden dirilebileceğini bu mücadeleden sonra gördü. İşgal ettikleri Anadolu'nun teslim olduğunu zannetmişlerdi. Payitaht İstanbul'la birlikte vatanımızı ele geçirdiklerini düşünmüşlerdi. Yıllar yılı devam eden savaşlardan kolu kanadı kırılmış, elinde avucunda kalmamış, insan gücünü de yitirmiş ülkenin evlatlarını esir aldıklarını sanıyorlardı. Kendilerine destek veren Ali Kemal gibi hainleri gördükçe Haçlı ruhları öne çıkıyor ve bu defa sonuç alacaklarını belirtiyorlardı. Asya bozkırlarından kopup gelerek Adriyatik kıyılarını aşan, Atlas Okyanusu'na kadar uzanan ve üç kıtada at oynatan Türk Milleti'nin sonunu getirdiklerini haykırarak, zafer çığlıkları atıyorlardı. Anadolu'yu teslim aldıktan sonra da Ortadoğu'ya, oradan da mukaddes topraklara uzanıp, Hilal ile Haç mücadelesine son vuruşu yapmayı hedeflemişlerdi.
Peş peşe destanlar yazıldı Atalarının Haçlı Seferleri ile başaramadığını Sevr dayatmasıyla başardıklarını ve Türk'ün belini kırdıklarını sanıyorlardı. İşbirlikci hainlere, mandacılara ve köle ruhlu etnikçilere rağmen bir millet yeniden uyanarak yürek verdi, Milli Mücadele' yi kazanarak Osmanlı'nın külleri arasından yeni bir devlet çıkarttı. Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Kocatepe'de peş peşe destanlar yazdı. Kurtuluş destanını yazarken kuruluş mucizesini de gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sayesinde sadece Anadolu kurtulmadı. Başta mukaddes topraklar olmak üzere bütün İslam coğrafyası Atatürk sayesinde bir defa daha ebedi esaretten uzak kaldı. Bölgedeki Müslümanlar bu gerçeği yıllar yılı anlayamadı ve Türk Milleti'nin kadir-kıymetini bilemedi ama, yaşadıkları musibetler onlara acı gerçeği farkettirdi. Zafer Bayramı'nın yıldönümünde bu acı gerçeklerden birini de kendi içimizde yaşadık. Necef'teki ABD operasyonunda ölen Iraklılar için İstanbul'daki Fatih Camii'nde gıyabi cenaze namazı kılanlara hitap eden Abdurrahman Dilipak adındaki kişinin "Necef, benim için Çanakkele'den bin kat daha faziletlidir" sözleriyle kahrettik. Dünkü düşmanlarımızın bile mazlum milletlere örnek gösterip takdir etmekten kaçamadığı zaferlerimizi küçültüp yok sayabilecek kadar bayağılaşanlara yazıklar olsun. ...Ve "Müslüman" kimliğinin arkasına sığınarak bunlara destek olanlara da..