Resmen yataktan sıçrayarak uyandım evlatlarım. O nasıl bir yağmurdu, dolu muydu, taş mıydı anlamadım. Camlar kırılıyor zannettim vallahi. Hepimizi Allah korudu çocuklarım. Gecenin yarısı kalktım, açık camların hepsini kapattım. Sonra Alibeyköy'le Bağcılar geldi aklıma. Acaba oradaki evlatlarım ne yapıyor diye. Allahtan çok uzun sürmedi, yani 15 dakika daha öyle yağsaydı, o semtler yine sular, seller altında kalırdı. Verilmiş sadakamız varmış.
*** Biz böyle gece yarıları bile fakir, fukaranın hali ne oldu acaba diye düşünürken, millet yüksekten atmaya devam ediyor çocuklar. Şenay Akay'dan bahsediyorum. Bir petrol firması yeni açacağı şube için Şenay Akay'ı çağırmış. Kadın 10 bin dolar isteyince petrolcü bey, "Bu parayı mankene vereceğime fakire dağıtırım" deyip, bazılarına haddini bildirmiş. Tabii ya evlatlarım, ne gerek var bu kadar parayı sokağa atmaya.
*** 10 bin dolar kimbilir kaç ailenin ekmeğine katık olur. Gerçi petrolcü bey biraz daha az istese, mankeni kabul edecekti ama neyse.