Yıllardır Türkiye ekonomisinin can simidi olarak görünen özelleştirme, maalesef yerinde saymaya devam ediyor. Bizden çok daha sonra özelleştirmeye başlayan Doğu Bloğu ülkeleri, bu işi bitirdi. Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'nde bile önemli aşamalar kaydedilmesine rağmen, biz yerimizde saymaya devam ediyoruz. Aslında yerimizde de saymıyor, sürekli cepten yiyoruz. Özelleştirmeye sürekli bütçeden kaynak aktarılıyor. Özelleştirmeye tabi kuruluşlarda "Nasıl olsa özelleştirilecek" diye ne yatırım, ne de doğru dürüst üretim yapılabiliyor. Kurumlar verimsizleştiriliyor ve kaderine terk ediliyor. Bu kuruluşlar, özel sektördeki rakipleri ile rekabet gücünü kaybediyor. Özelleştirmenin bugüne kadarki başarısızlığının altında yatan üç gerçek var. Birincisi, başta hukuki alt yapıdaki yetersizlik. Bu daha sonra giderildi. İkincisi siyasi nedenlerle KİT'lerin kullanılması ve üçüncüsü de ehil olmayan bürokratlarla bu işin yürütülmesidir.
KİLCİ'NİN AÇIKLAMALARI Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, iki gün önce Ankara Sanayi Odası Meclisi'nde özelleştirme ile ilgili uygulamaları anlattı. Özelleştirme konusunda ne kadar kararlı olduklarını ve bu konudaki başarılarına rağmen özelleştirmede arzu edilen hedefin yakalanmadığını ifade ediyordu. Başkan Kilci, başarısızlığa kılıf da bulmuştu. Bürokratik nedenler. Oysa özelleştirmedeki bürokrasinin başında kendisi vardı. Eğer bürokratik hata varsa, bunun birinci derecede sorumlusunun kendisi olduğundan habersizdi. Özelleştirme konusunda bilgi birikimi olan başkan yardımcıları, daire başkanları, şube müdürleri ve uzmanlar kendisi tarafından görevden alınmış. Alınabilir. Herkes, kendi ekibi ile daha başarılı olur. Başkan Kilci'nin de bunu düşünmesi son derece normal. Yanlış olan tek şey, görevden alınan kişilerin yerine, konu ile ilgisiz kişilere ağırlık verilmesi. Bir anlamda, kurumun hafızasını ortadan kaldırmıştır. Kilci'nin internetteki özgeçmişine baktığımda, bu göreve gelinceye kadar kendisi hakkında özelleştirme konusunda herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Ancak, Sayın Kilci'nin 'Türkiye'de Özelleştirme Uygulamaları' isimli bir eserinin var olduğunu özgeçmişinde okudum. Sayın Kilci'nin bu değerli eserini okuyup yararlanmak istedim, ama bulamadım. Sayın Başkan bir adedini bana gönderirse, özelleştirme konusunda ben de biraz bilgi sahibi olurum. Sayın Kilci, 'Türkiye'de Özelleştirme Uygulamaları' konusunda kitap yazdığına göre, bu işi iyi biliyor demektir. O zaman Sayın Kilci'ye sormazlar mı, "TÜPRAŞ'ın özelleştirme işleminde, neden Rekabet Kurumu'nun özelleştirme uygulamaları ile ilgili 1998/4 nolu tebliğine göre hareket etmediniz de, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesinin önünü tıkadınız?" Herhalde eserlerinde bu konudan da bahsetmişlerdir.
WEB SAYFASI Özelleştirme İdaresi'nin www. oib.gov.tr adresine girdiğinizde şaşıracaksınız. Özelleştirme İdaresi, kendi kanununun ismini bilmiyor. Web sitesindeki mevzuat bölümündeki KANUNLAR kısmına baktığımda, gözlerime inanamadım. Hem 4046 sayılı kanun karşısında, hem de 4971 sayılı kanun karşısında "Özelleştirme Yasası" yazılıyor. Oysa her iki kanunun da ismi bu değil. Gerçi 4046 sayılı yasa özelleştirme ile ilgili fakat, ismi öyle değil. 4971 nolu yasa ise, "Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nün Kuruluş ve Esasları Hakkında Kanun"dur. İçeriğinde ise, 4046'nın bazı maddeleri değiştirilmiş. Ancak kanun tekniğine göre, yasaların ismi aynen yazılır. Kendi yasasının ismini bile yanlış yazan kurumdan, özelleştirme beklenebilir mi? TELEKOM SENARYOLARI Ankara'daki bürokratik kulislerde, bir başka konu kulaktan kulağa dolaşıyor. Telekom'un özelleştirilmesi ile ilgili Rekabet Kurulu'nun görüşü isteniyor. Rekabet Kurulu'nun görüş belirleme prosedürünün 1998/4 nolu tebliğ ile belli olmasına rağmen, Başkan Kilci ve Telekom Genel Müdürü Ekinalan, Rekabet Kurulu üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Bilgilendirme adı altında, kuruldan görüş talebinde bulunuyorlar. İşin kolayı var. Rekabet Kurulu'nun 1998/4 nolu tebliğini değiştirirsiniz ve o tebliğe "Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın arzu ettiği görüş, Rekabet Kurulu tarafından verilir" diye madde koyarsınız olur biter. Bekleyip göreceğiz.