Hava güzel olunca ev bana batıyor. "Kalk" dedim, yan komşum Halime Hanım'a. "Bugün Mahsun Kırmızıgül'ün Hisar'da konseri varmış, hemen giyin, gidelim, geç kalmayalım" şaşırdı kaldı, kadıncağız. Gerçi hoşuna da gitmedi değil. İki yaşlı tinton otobüse atladığımız gibi gittik Rumelihisarı'na. Vaktimiz vardı, önce motorlardan güzel bir balık-ekmek yedik söylemesi ayıp. Sonra gittik Hisar'ın gişesine. Ama bilet bulmak ne mümkün. Gişedeki kızcağız "Sadece çimenler var" dedi, şaşırdık kaldık. Ben sandalyede otururken bacaklarım ağrıyor, çimenlere nasıl oturayım. Neyse bizi öyle gören bir hanım halimize mi acıdı mı nedir, götürdü protokolde yer varmış oturttu bizi sağolsun.
*** Yani Mahsun oğlumu en önlerden seyrettim. Arada sırada şarkı söylerken gözlerimin içine bile baktı, gülümsedi, bir ara yanıma bile geldi. Dünya ahiret oğlum olsun çok severim keratayı. Nasıl güzel söylüyor, vallahi Halime Hanım'la oturduk ağladık. Hele o rahmetli Cem Karaca ve Kazancı Bedih'in anısına çektiği klipler yok muydu, hüngür hüngür ağlattı beni. Aferin Mahsun oğluma, onun bu mütevazı tarafını çok seviyorum ben. Öyle herkes gibi parayı görünce şımarmadı, ustalarını unutmadı. Gerçi bir ara geçmiş zamanlarda tökezlemişti ama o kadarı kadı kızında da olur. Yolu açık olsun...