Açıkhava Tiyatrosu'nda yine tarih yazıldı. Hem de bu kez Türk pop tarihi. Rıfat Şanlıel yönetimindeki Senfoni Orkestrası, Türk popunun unutulmaz hitlerini yorumladı. Şarkılara ise Fatih Erkoç, Özlem Tekin ve Levent Yüksel sesleri ile hayat verdi. "Kıskanırım Seni Ben", "Dağlar Dağlar", "Sessiz Gemi", "Atlıkarınca" , "Samanyolu" ve daha nice ölümsüz eser, hepimizi eskilere götürdü. Yeşilçam'ın Yeşilçam olduğu yıllarda, bu şarkıların her biri bir filme konu olurdu. Kerime Nadir'in aynı adlı kitabından uyarlanan "Samanyolu", kapalı gişe oynamıştı. Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit, bu romantik filmle sinemaseverlerin gönlünde bir kez daha taht kurmuştu. Bir başka filmde, Hülya Koçyiğit mutlu bir beraberliğini kaybetmiş ve pavyon şarkıcısı olmuştu. Hülya konsomasyona çıkmayıp lekeli bir melek olarak hayatına devam ediyor, Neşe Karaböcek'in sesiyle "Artık Sevmeyeceğim"i söylüyor, sonra birden keşfedilip ünlü bir şarkıcı oluyordu. Ben, onlarla ben oldum "Dağlar Dağlar"dan "Baba Beni Eversene"ye kadar, Barış şarkıları da bu filmde. Türkan Şoray; bir filmde Nesrin Sipahi'nin yorumuyla "Arım Balım Peteğim"i, "Vesikalı Yarim"de bu kez Belkıs Özener'in sesi ile "Kalbimi Kıra Kıra" şarkısını söylüyordu. Hit olmuş bir şarkıdan film yapmak ya da en popüler şarkıları dönemin iddialı filmlerinde kullanmak, inanılmaz modaydı. Üstelik öyle telif filan da yoktu. Yeşilçam'ın Yeşilçam olduğu yıllarda, büyük starları ünlü tiyatro sanatçıları konuşur, dönemin ünlü ses yıldızları şarkıları söylerdi. Bunlara rağmen Yeşilçam son derece samimi filmler yapardı. Halk da sevdiği filmi/yıldızları baştacı. Tüm bu filmler, tüm bu şarkılar benim resmi tarihim. Onlarla büyüdüm, Ben, onlarla ben oldum. Şimdiki kuşakların benim/bizim kadar şanslı olduğunu ne yazık ki düşünmüyorum. Keşke herkesin ömür boyu sürecek bir şarkısı olsa.