Sezona Almanya'nın mahalle takımlarıyla gazozuna maçlar yaparak hazırlanan Fenerbahçe ilk ciddi sınavını ligin başlamasına sadece bir hafta kala dünya devi Juventus önünde verdi. Ama bana göre Fenerbahçe sezonu hala açmadı. Çünkü bu sene takımı içeriden yönetecek olan, oyun sisteminin üzerine kurulacağı Alex hala ortada yok... Herkes "Alex ile Hooijdonk bir arada oynamaz" diyor. Bal gibi de oynar. Serhat'tan çizgi adamı olmayacağı ortada. Çekersin Murat Hacıoğlu'nu sağ çizgiye, koyarsın top kapan, pres yapan, yırtıcı Aurelio'yu Alex'in yanına, Hooijdonk ile Tuncay'ı da forvete sürdün mü, al sana ligin en yaratıcı ve üretken orta sahasıyla forveti... Maçın yıldızı Aurelio Dün gecenin en başarılı ismi Aurelio'ydu. Son maçlarda formasına öyle sarıldı ki, kafalarda "Acaba Alex'i boşuna mı aldık?" sorusunu yarattı. Ama kimse endişelenmesin Fenerbahçe bu sezon 3 cephede birden zirve yarışı yapacağına göre Alex'e de Aurelio'ya da ihtiyacı olacak. Fenerbahçe Aurelio ve Murat Hacıoğlu'nu kazanırken, Tuncay'ı hızla kaybediyor. Tuncay sinirli... Peki bir futbolcu ne zaman sinirlenir? Vücudu, beyninin komutlarına uymadığı zaman... Belli ki Tuncay'ın kemiğinde ilik, ciğerinde soluk eksilmiş. Bir an önce kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Yoksa İstanbul geceleri onu da yutacak. Defans S.O.S. verdi Fenerbahçe defansının göbeği ise S.O.S veriyor. İki ağır savunmacı Luciano ve Servet defansın gerisine atılan kontra toplarda ağır kaldıkları için rakibe pozisyon şansı veriyorlar. Daum bu yaraya neşter vurmak için daha ne bekliyor? Volkan'ın kurtardığı penaltıya ise, atışı kaçıran Del Piero'dan daha çok Christoph Daum üzülmüş gibiydi. Kurtarış sonrasında Alman hocanın yüzünde beliren alaycı gülümseme tüm basın toplantılarından daha fazla şey anlatıyordu. Dünyada futbol artık parayı verenin düdüğü çaldığı bir arena haline geldi. Parası olan en iyi transferleri yapıyor ve sezon başlamadan şampiyonluğu satın alıyor. Durum böyle olunca takımlar değil, bütçeler yarışıyor. Bu yönden baktığımızda Fenerbahçe-Juventus maçı "Kahraman Bakkal, Süpermarkete Karşı" tiyatro oyununu çağrıştırıyordu. Tek bir futbolcusu Fenerbahçe'nin transfer bütçesine denk olan bir dünya devini dize getirmek, onunla başa baş mücadele etmek, küçümsenecek bir başarı değildi. Daha ilk hazırlık maçında bu takımda hayat olduğunu, umut vaat ettiğini savunmuştum. İddiamın arkasındayım. Hem de Daum'a rağmen...