Ekonomide sıcak bir haftaya giriyoruz. IMF İcra Kurulu Toplantısı'nda 8. Gözden Geçirme'nin tamamlanması, gözleri 2005 ve sonrası için IMF ile yürütülecek işbirliğine çevirdi. Mali piyasaların yakından takip ettiği ve merakla beklediği 2005 yılı için IMF ile yürütülecek ekonomik işbirliğinin somut mesajı Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'dan geldi. Bakan Babacan, bu yıl sonu sona erecek IMF ile birlikteliğin, ne şekilde devam edeceğinin tespiti için IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam'ı ön görüşme yapmak üzere Türkiye'ye davet etti. Bu görüşmede 3 yıllık yeni bir stand-by anlaşmasının detayları üzerinde durulması bekleniyor. İKİ ALTERNATİF VAR Görüşmede IMF ile 2005-2007 dönemini kapsayan yeni bir ekonomik program yürütülmesinin kesinlik kazanması, ancak programın iki alternatif üzerinde yoğunlaşması bekleniyor. 3 yıllık ekonomik programı kapsayan stand-by anlaşmasının halen yürürlükte olan stand-by anlaşması gibi belli miktarda IMF kredisinin öngörülmesi veya, 3 yıllık bir dönemi kapsayan anlaşmanın kapsamında yeni bir kredinin olmaması, ancak mevcut kredinin geri ödemelerinin ertelenmesi şeklinde olacaktır. IMF ile mevcut ekonomik programın başarılı sonuçlar doğurduğu konusunda hiçbir kuşku yok. Ancak, henüz tam anlamıyla istikrarın sağlanamadığı dikkate alınarak, kazanılan başarının kalıcı olmasını sağlamak için IMF ile birlikteliğin devamında büyük yarar vardır.
KREDİLİ OLMALI IMF ile birliktelikte gündeme gelecek her iki alternatif de düşünülebilir. Ancak, madem IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalanacak, o zaman kredili olmasında yarar vardır. Bazıları diyebilir ki, "Yeni borçlanma, borç stoğumuzu arttıracak. Bu nedenle yeni borç yerine, disiplinli bir mali sistemin yanında borç erteleme daha yararlı olabilir." Bu bir alternatiftir, düşünülebilir. Ancak, iç ve dış borç stoğunu aşağı çekmek mümkün olmadığına göre, borcun maliyetini düşürecek borçlanma türüne geçmek daha yararlı olur. İç borcun hem vade, hem de maliyet açısından daha sağlıksız olduğunu biliyoruz. Onun için IMF ile yapılacak yeni anlaşma kapsamında ilave kredi içermesi daha yararlı olacaktır. IMF ile sağlanacak kredi, iç borçlanmadaki borçların ödenmesinde kullanılabilir. Böylelikle kısa vadeli ve maliyetli bir borç, daha uzun vadeli ve daha az maliyetli bir borçla takas edilmiş olur. Bu da, borç yapısı bakımından daha sağlıklı olur. Sanırım hükümet yetkilileri bu alternatifler üzerinde fikir jimnastiği yapıyordur. Sonucun düşündüğümüz gibi olacağına inanıyorum. Aklın yolu birdir.
