'Verilen sözler tutulmalıdır!' Japon bir delikanlı, hafta sonunu uzun zamandır görmediği yaşlı büyükbabasıyla birlikte geçirecekti. Bu nedenle gerekli eşyalarını hazırladı ve küçük bir valizin içine koydu. İkisi bir tren istasyonunda buluşacaklardı çünkü, büyükbaba dağın öbür tarafındaki sevimli bir köyde yaşıyordu... Çocuğun anne babası, onu tren istasyouna bıraktı. Vedalaştıktan sonra da yanından ayrıldı. Delikanlı ve büyükbaba bilet almak için sıraya girdiklerinde, büyükbaba cüzdanını indiği trende unuttuğunu fark etti. Aksilik, üzerinde de başka parası yoktu. Hava soğuktu ve tipi vardı. Büyükbaba bilet satan kadından, kendisine 50 dolar karşılığında yen borç vermesini rica etti. Borcunu o gece ilerleyen saatlerde ödeyeceğine de söz verdi. Japon kültüründe yaşlılara büyük saygı gösterildiği ve sözlerinden çıkılmadığı için, biletçi, büyükbabaya biletlerin parasını hemen verdi. 1 saat süren yolculuktan sonra, nihayet köye ulaşmışlardı. Korkunç havada, tam 15 dakika yürüdüler ve sonunda kulübeye ulaştılar. Acıkmış, yorulmuş ve sırılsıklam olmuşlardı... Büyükbaba çekmeceyi açtı ve sakladığı keseyi çıkarttı. Kesenin içinden biraz para alarak torununa döndü ve, "Haydi gidelim" dedi. Torunu şaşırmıştı, itiraz etti. "Büyükbaba, çok acıktım. 3 gün sonra istasyona gideceğiz nasıl olsa. Parayı o zaman versen olmaz mı? Hem şimdi gidersek, bir gidiş için iki gidiş-dönüş bileti parası vermiş olacağız." Üzerine kuru bir palto giyen ve torununa da yün bir battaniye veren 80 yaşındaki büyükbaba, kolunu torunun omzuna attı ve ona hiç unutamayacağı bir ders verdi: "Oğlum, bu gece gişe kapanmadan ve o kadın evine gitmeden önce oraya gitmeliyiz. Bu, parayla ilgili bir konu değil. Bu, bir onur meselesi... Ben ona söz verdim. Verilen sözler, her zaman tutulmalıdır!" Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba
'Yüksek yerlerde yürüyün' Hawai'nin Mauid kentinde tatil yaparken, burada seminerler veren profesyonel konuşmacı Naomi Rhode, bana yaşadığı bir deneyimi anlattı: "Eşimle sahilde birkaç yüz metre yürümüştük. Ne kadar yol katettiğimizi görmek için arkama dönüp baktığımda, kumdaki ayak izlerimizi fark ettim ve koltuklarım kabardı. Ayak izlerimizi eşime gösterip, 'Başkalarının yaşamlarında ne kadar ayak izi bıraktığımızı bir düşünsene' dedim. O anda dalgalar kıyıya vurdu ve ayak izlerimizi sildi. Şaşırmış, neredeyse incinmiştim. Eşime, 'İnsanlar üzerinde zaman içinde silinmeyecek, daha kalıcı bir izlenim bırakmayı nasıl başarabiliriz?' diye sordum. Eşim, 'Daha yüksek yerlerde yürü' diye yanıt verdi." Her birimiz, günlük yaşamlarımızı değerlendirmeli ve daha yüksek yerlerde yürümeye çalışarak, kendimizi daha yüksek bir yaşam düzeyine ulaşmaya adamalıyız... (Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba)