DSP'de, Ecevit sonrası için Genel Başkanlık yarışında, adaylar netleşmeye başladı. Bülent Ecevit'in genel başkanlığı bırakacağı DSP Kurultayı'nın çekişmeli geçeceği görülüyor. Ecevit ailesi, veliaht olarak devlet eski bakanı Zeki Sezer'i işaret etti. Sezer, gerek milletvekilliği ve gerekse bakanlığı döneminde, efendi kişiliği ve Ecevit ailesine yakınlığı ile bilinen bir kişi. Zeki Sezer dışında adaylık için başvuruda bulunan diğer adaylara gelince, Şükrü Sina Gürel, Atilla Mutman ve Aydın Tümen, adaylıklarını açıkladı. Bu adayların dışında da adaylık için hazırlık yapan Erdoğan Toprak, Masum Türker ve Yılmaz Büyükerşen isimlerinden bahsediliyor.
ECEVİT'İN HAKİMİYETİ Adaylar arasında Ecevitler'e yakınlıkları ile bilinen Şükrü Sina Gürel ve Masum Türker'in Ecevitler'e rağmen aday olarak ortaya çıkmaları, kulislerde farklı yorumlara neden oluyor. Ecevitler, Hüsametin Özkan ve Kemal Derviş ile yollarını ayırdıktan sonra, başbakan yardımcılığına Şükrü Sina Gürel, ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına ise Masum Türker'i atamıştı. O günleri hatırlıyorum. Şükrü Sina Gürel, Ecevitler için övgü dolu sözler söylüyor ve Özkan ile Derviş hakkında Ecevitler'e karşı gelmenin ihanetle eşdeğer olduğu yolunda yorumlar yapıyordu. Masum Türker için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Hatta son İstanbul İl Kongresi'nde Ecevitler'in işareti ile divan başkanlığına seçilince, muhalif kanattan Erdoğan Toprak'ın kongreyi kaybetmesi için ne kadar demokratik(!) bir tavır sergilediğini hatırlar gibiyim. Ecevitler tarafından ödüllendirildiklerinde Ecevit'i öven, Ecevitler tarafından genel başkan adaylıklarına vize verilmeyince Ecevitler'i terk eden zihniyeti anlamakta zorluk çekiyorum. Diğer adaylara gelince, onları kutlamak isterim. Özellikle Erdoğan Toprak gibi, baştan beri tavrı nı net olarak ortaya koyan adayları tebrik etmek gerekir. Çünkü, medeni cesaret gösterip, demokratik haklarını kullanıp aday olmak, onların en doğal haklarıdır. DSP Kurultayı'nda, diğer siyasi partilerden farklı bir ortam yaşanması bekleniyor. Çünkü DSP, Ecevit Ailesi ile bütünleşmiş bir isim. DSP örgütlerinde ve delegasyon yapısında Ecevit hakimiyeti, bilinen bir gerçektir.
70 TRİLYONLUK PARTİ... Kamuoyunda, DSP Genel Başkanlığı aday enflasyonunun altında yatan gerçeğin, DSP'nin bankada bulunan 70 trilyon TL'sinin etkisinin büyük olduğu yorumları yapılmaktadır. Aday olan değerli kişiler vatan, millet ve hizmet aşkı için aday olduklarını söylemektedirler. Eğer bu söylemlerinde samimi iseler, neden bu hizmet aşkını yeni kurabilecekleri bir siyasi parti yerine, 70 trilyon TL mevduatı bulunan DSP'de yerine getirmek istiyorlar. Bunu merak ediyorum. Şimdi diyeceklerdir ki: "Biz DSP'liyiz. DSP ilkelerine sadık olduğumuz için DSP'den aday olduk." O zaman onlara şunu söylemek gerekir. Eğer bu düşüncelerinizde samimi iseniz, sonuçta kim kazanırsa kazansın, bundan sonraki siyasi hayatınıza DSP'de devam edeceğinizi açıklayın. Ecevitler de bu yoruma katılmış olacak ki, 70 trilyonluk mevduatı bulunan ve yıllarını verdikleri DSP'yi güvendikleri bir ele teslim etmek istemişlerdir. Bu nedenle, Zeki Sezer'i aday olarak önermişlerdir. Bu konuda son kararı, DSP kurultay delegeleri vereceklerdir. Ancak, Ecevitler'in ağırlığı dikkate alındığında ve muhalefetin de tek aday üzerinde uzlaşma sağlayamamış olması nedeniyle, ibre Zeki Sezer'den yana gibi görünüyor. Ancak sandıktan kimin çıkacağı, ancak sandık açıldıktan sonra belli olur.
