Benim yeğen cumartesi akşamı Laila'ya gitti. "Evladım, senin oralarda ne işin var?" diye direttim ama, arkadaşlarından birinin doğum günüymüş. 12 kişi Laila'da eğlenmişler. Hesap 2 milyar 600 milyon. "Peki evladım, fatura, fiş falan aldın mı?" dedim. "Hayır teyze! Oralarda böyle şeyler yok!" diye cevap verdi. Ziyafet sofralarında bile gelmeyen hesap, birer duble içkiye veya meyve kokteyline geliyorsa, hani bunun fişi, faturası? Bizim emekli maaşlarımıza göz dikenler, bir kuruşun hesabını yapanlar böyle yerlere gözlerini kapatıyor. Zaten Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen Beyefendi, güzel ifade etmiş. "Mercedes'i olana ceza yazılmıyor, Renault sahibi aranıp bulunuyor ve ceza kesiliyor!" diye. Laila'ya, Reina'ya KDV fişi, fatura hesabı soran yok. Bizim gariban köfteciden peşin vergi! Alın size adalet!
Pazar günü yazlıktaydım, yakın komşuma emekli bir öğretmen hanım gelmiş. Yazılarım için beni çok merak ediyormuş da, tanışalım istemiş. Tanıştım, benim sevgili öğretmenlerimden biri. Akıllı, kültürlü ve her şeyden önemlisi anne... Söz döndü dolaştı, Hülya Avşar'a geldi. "Bu kadın yaşlandıkça şımarıyor" dedi, öğretmen hanım. O yüzden, kızları ve torunlarına her hafta ders veriyormuş. "Hülya Avşar ve benzerlerinden uzak durma dersleri!! Öğretmen hanımı alnından öptüm... "Keşke" dedim, "Bütün anneler sizin kadar duyarlı olsa..."
Her gazetede yazan kadın yazarlarımız var. Bizler kızlarımız onurlu biçimde eğitilsin, hayata atılsın istiyoruz. Onlar en ucuz yoldan şöhret olup, en pahalı giysileri giyip, en lüks arabalara binsin istiyorlar. Helal yoldan bunları kazanmak mümkün mü? O kadın yazarlar, nifak sokuyorlar kızlarımızın arasına. Ben sizleri ahlaki değerler için örgütlemek istiyorum. Ayıptır söylemesi, onlar kötülüğün soyaağacı gibi... Ah kuzucuklarım, sizleri birer birer harcıyorlar da, kahroluyorum. Çürüyorum kederimden!