"O sabah önümde giden adamı tanımıyordum. Ama ikimizin de kızlarımızın elinden tutarken, biraz daha dik, biraz daha gururlu yürüdüğümüzü fark etmiştim. O önemli günde gururlu ama kaygılıydık. Çocuklarımız okula başlıyordu. Onları bir süreliğine, adına okul dediğimiz kuruma teslim edecektik. Bir an gözgöze geldim, ama bu kadarla kaldı. Kızlarımıza sevgimiz, gelecek ümitlerimiz, onların esenliğiyle ilgili endişelerimiz göz pınarlarımızı doldurmuştu. Siz, onların ilk öğretmeni, bizi kapıda karşıladınız. Kendinizi tanıttınız ve çocuklara sıralarını gösterdiniz. Kızlarımızı öptük ve sınıftan ayrıldık. Park yerine giderken hiç konuşmadık, arabalarımıza binip işyerlerimize gittik. Aklımız sizinle meşguldü. Size söylemek istediğimiz çok şey vardı ancak, söyleyemedik. O yüzden size yazıyorum. Umarım Beth'in elbisesini fark etmişsinizdir. Elbisenin içinde çok güzel görünüyordu. Bunun bir babanın yanlı görşü olduğunu düşünebilirsiniz, ama Beth elbisesinin içinde çok güzel göründüğüne inanıyordu ve önemli olan da buydu. O önemli olay için doğru elbiseyi bulmak amacıyla 1 hafta çarşılarda dolaştığımızı biliyor muydunuz? Beth, size göstermeyebilir, ama eminim ki bilmenizi isteyecektir. O elbiseyi seçmesinin nedeni, mağazada aynaların önünde dans ederken, eteklerinin yukarı doğru kıvrılmasıydı. Ama sizin söyleyeceğiniz tek bir söz onu çok daha muhteşem bir elbiseye dönüştürebilir. Ayakkabıları Beth ve ailesi hakkında pek çok ipucu veriyor. En azından bir dakikanızı almayı hak ediyorlar. Evet, bunlar, tek bantlı mavi ayakkabılar... Sağlam, kaliteli ama çok gösterişli olmayan türden. Bunları biliyorsunuz, ama bilmediğiniz, Beth'in bütün kızların ayağında olacağını söylediği ayakkabılardan almak için bizimle ne kadar tartıştığı. Biz, mor, pembe ya da turuncu plastik ayakkabılar istemiyorduk. Beth, diğer çocukların bebek ayakkabılarına gülmelerinden kaygılanıyordu. Sonunda mavi ayakkabıları giydi ve gülümseyerek bantlı ayakkabıları her zaman sevdiğini söyledi. O ailenin ilk çocuğu, bizi hoşnut etmeye çalışıyor. O da ayakkabıları gibi, sağlam ve güvenilir. O bantlardan söz etseniz, kimbilir ne kadar sevinir. Sizi tanıdığı zaman hiç durmadan konuşabilir, ama ilk hareketi sizden bekler. Sessizliğini akılsızlığına yormayın. Beth, önüne koyduğunuz herhangi bir kitabı okuyabilir. Okumayı, öğrenmesi gerektiği biçimde öğrendi. Öğle uykusundan önce, gece ve gün boyunca sevgi dolu anlarda ben ya da annesi ona öyküler okurken, bize sokulup dinlerdi. Beth'e göre kitaplar, iyi zaman geçirmek ve sevgi dolu bir aile demekti. Lütfen, okumayı zorlu bir iş haline getirerek onun kitap sevgisini değiştirmeyin. Çünkü biz, ona okuma ve öğrenme sevgisini aşılamak için çalışıyoruz. Beth'in ve arkadaşlarının okulun ilk gününe hazırlık yapmak için bütün yaz okulculuk oynadıklarını biliyor musunuz? Size onun sınıfından söz edeyim. Sınıfındaki herkes, her gün bir şeyler yazıyordu. Beth, akıllarına yazacak bir şey gelmediğni söyleyen çocukları da yazmaya yüreklendiriyordu. Yazım kurallarını öğrenmelerine yardım ediyordu. Bir gün yanıma geldiğinde üzgündü. Sizi düş kırıklığına uğratabileceğini çünkü, "çıkartma" sözcüğünü yazmayı bilmediğini söyledi. Şimdi bu sözcüğü yazabiliyor. Yaz boyu süren okulculuk oyununda hep olumlu pekiştirme ve bir öğretmenin ona güven veren sesi oldu. Umarım onun hayal dünyası sınıfınızda gerçeğe dönüşür. Öğretmenlerin sene başında yaptıkları işlerle meşgul olduğunuzu biliyorum, bu nedenle mektubumu fazla uzatmayacağım. Ama ilk günden önceki geceyi de bilmenizi istiyorum. Beth'in öğle yemeğini hazırlayıp beslenme kutusuna koyduk. Özel elbisesini ve ayakkabılarını hazırladık, ona bir öykü okuduk. Bana, Tanrı'nın mektuplar yazıp onları insanların kafalarına yerleştirdiğini bilip bilmediğmi sordu. Daha önce böyle bir şey duymadığımı söyledim ve ona kendisini de bir mektup alıp almadığını sordum. Almıştı. Mektup, okuldaki ilk gününün yaşamının en güzel günlerinden biri olacağını söylüyordu. Gözyaşlarımı silip, "Umarım öyle olur" diye düşündüm. O gece geç saatte Beth'in bana bir not bıraktığını gördüm. "Senin gibi bir babam olduğu için çok şanslıyım." Evet, Beth'in ilkokul öğretmeni... Onun gibi bir öğrenciniz olduğu için çok şanslı olduğunuzu düşünüyorum. Hepimiz size güveniyoruz. Size çocuklarını ve düşlerini bırakmış olanları kasdediyorum. Çocuklarımızın ellerinden tutarken biraz daha dik durun, biraz daha gururlu adım atın. Öğretmen olmanın insanı yücelten bir sorumluluğu vardır... Dick Abrahamson." Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba BİTTİ