Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonu olması, alınteri işçiliğinin, sükseyi alt etmesidir. İnancın ihtilalidir. Ondaki doğrular, göze hoş gelmeyen yanlışları silip süpürdü. Zaferin gönderine çekilen Yunan bayrağı, büyük kalelerin küçük taşlardan yapıldığının da kanıtıdır. Ersun Yanal gibi küçük düşünen bir teknik adamın, bu şampiyonadan alması gereken çok önemli dersler vardır. Kayıp ruhlar ülkesinde, sportif ahlaksızlara bel bağlamamak gibi...
***
Ayıptır sorması, biz bu yarışta niye yoktuk? Şenol Güneş'in komplekslerinden, Can Çobanoğlu adlı sükseli menajerin oynanmamış maçın hakemlerini işaret etmesinden ve futbolcularımızın apolet merakından evimizde kaldık. Yunanistan'ın Haluk Ulusoy gibi bir federasyon başkanı yoktu kuşkusuz. Masal gemisini kibirli adamlar oturttu karaya... Hiç kimse, Yunanistan'ın kaldırdığı kupaya bakıp "Bunu biz de alabilirdik" demesin sakın! Kompleksli rütbeleri sökmeden, yeni bir yolculuğa geçiş izni bulamayacağız. 2006 Dünya Kupası finallerine katılmak gibi mesela...
***
Yunanistan kalecisi Nikopolidis'i izlediniz mi? Gözlerinin altında sürme yoktu. En kritik pozisyonlarda bile telaşa kapılmadı, dakikalar uzadıkça, elleri gitgide büyüdü. Rüştü geldi aklıma... Kompleksli düşlerin gözü sürmelisi... Kendisine yalanlar uyduran, milli kahraman!.. Bu şampiyonada neden yok olduğumuzu daha net anladım.
***
Figo duble bir yenilgi tattı, bu şampiyonada. Hem kupaya uzaktan baktı, hem yüzüne fırlatılan Barcelona formasının altında kaldı. Kendisine ait olduğu yeri hissedemeyen futbolcular, böyle bir sona mecbur kalıyor. Hiçbir takım taraftarı, Barcelona kadar sevmemiş Figo'yu... Onun parayı sevdiği kadar...
***
Yunanistan'ın göze hoş gelmeyen futbolu, tarihi başarının en çok eleştirilen yanı. Bütün dünya, eski güzelliklerin peşinde. Sokaklarda dizleri kanayan çocukların özgürlüğünü çalıp, futbol okullarında o çocuklara kelepçe takanlar, daha çok sızlanacaktır. Koca Avrupa Şampiyonası, gerçek anlamda bir yıldız üretemedi. Portekizli Ronaldo, Beckham'ın süslü hayaliyle ittifak halindeydi. Çek Baros, sihirbaz kostümü giymiş, sıradan bir golcüydü. Deco, ipten sürekli düşen acemi bir canbaz. En güzel futbol fotoğrafları da, galiba tribündeydi. Teselli melekleri olarak...