20 yaşındayken hayatımda hiç olmadığım kadar mutluydum. Fiziksel olarak aktiftim. Su kayağı ve kayak yapıyordum, golf, tenis, basketbol ve voleybol oynuyordum. Hatta bir bovling ligine katılmıştım. Bir tenis kortu inşaat şirketi kurmuştum ve maddi durumum harikaydı! Dünyanın en güzel kadınıyla nişanlıydım. Sonra bir felaket oldu ya da en azından kimilerini onu bir felaket olarak gördüler... Sabah maden ve cam şangırtısıyla uyandım. Sesler duyulmaya başladıkları gibi aniden kesildi ve ortalığı yeniden sessizlik kapladı. Gözlerimi açtığımda her yer kapkaranlıktı. Yeniden hissetmeye başladığımda, yüzümü kaplayan kanın sıcaklığını duyumsadım. Sonra acı geldi. Çok şiddetli ve yoğun bir acıydı. Yeniden bilincimi yitirirken, adımın söylendiğini duydum. Güzel bir yılbaşı gecesi Kaliforniya'daki ailemi bırakıp, bir arkadaşımla birlikte Utah'a doğru yola çıkmıştım. Tatilin kalanını, Utah'ta, nişanlım Dallas'la geçirecektim. Düğün planlarımızı tamamlayacaktık. Yolculuğun ilk 8 saatinde arabayı ben kullandım, sonra yorulduğumu hissettim. Arkadaşım dinlenmişti. Bu yüzden yer değiştik ve arkadaşım karanlıkta yol almaya başladı. 1.5 saat kadar gittikten sonra, direksiyonda uyuyakladı. Araba önce köprü ayağına çarptı, sonra ters döndü ve yoldan çıkıp birkaç takla attı. Araba tamamen durduğunda, içinde ben yoktum. Araçtan dışarı fırlamıştım ve çölün zemininde boynum kırık yatıyordum. Boynumdan aşağısı felç oldu. Beni ambulansla Las Vegas'ta bir hastanaye götürdüklerinde, doktor artık belimden aşağısının tutmayacağını söyledi. Ayaklarımı ve bacaklarımı kullanamayacaktım. Sağ kolumu kullanamayacaktım. Omuzlarımdaki ve kollarımdaki gücü yitirmiştim. Ellerimi de bir daha hiç kullanamayacaktım. İşte yeni durumum burada başladı. Doktorlar yeni fiziksel durumum nedeniyle, bir daha hiç çalışamayacağımı ve hiç araba kullanamayacağımı söylediler. Yaşamamının kalan kısmında yemek yemek, giyinmek, hatta bir yerden bir yere gitmek için hep başkalarına bağımlı olacaktım. Kimseyle evlenemeyeceğimi de söylediler, bu halimle beni kim isterdi ki? Son olarak artık herhangi bir spor etkinliğnde bulunamayacağımı da eklediler. Genç yaşımda, ilk kez gerçekten büyük korku duyuyordum. Hastane yatağında yatarken bütün düşlerimin nereye gittiğini, yeniden bir bütün olup olamayacağımı merak ediyordum. Çalışabilecek miydim, evlenebilecek miydim? Daha önce bana o kadar neşe veren etkinliklerin herhangi birine katılabilecek miydim? O an, bütün dünyam karanlığa gömülmüş gibi görünürken, annem başucuma geldi ve kulağıma şunları fısıldadı: "Art, zor olanın gerçekleşmesi uzun zaman alır, olanaksızın gerçekleşmesi ise yalnızca biraz daha uzun zaman alır." Bir zamanlar karanlık olan oda, birdenbire bir umut ışığıyla doldu. 11 yıl önce o sözleri duyduğumdan bu yana, kendi şirketimin başkanı oldum. Profesyonel bir konuşmacı ve kitabı (Kimi Mucizeler Zaman Alır) yayımlanmış bir yazarım. Yılda 200 bin mil yol yapıyor, "Olanaksızın Gerçekleşmesi, Yalnızca Biraz Daha Uzun Zaman Alır" iletisini, Fortune dergisinin seçtiği en iyi 500 şirketle, yani 100 binden fazla insanla paylaşıyorum. "Yılın Genç Girişimcisi" seçildim. Bunlar benim yaşamımda gerçekleşen düşlerdi. O düşler, içinde bulunduğum koşullara karşın değil, belki de onlar sayesinde gerçekleşti. O günden sonra araba kullanmayı öğrendim. Gitmek istediğim yere gidiyorum. Tamamen bağımsızım ve kendi işlerimi kendim görüyorum. Bedenimin bazı yerlerine his geldi ve sağ kolumu biraz kullanmaya başladım. O kader gününden 1.5 yıl sonra, aynı güzel kadınla evlendim. Karım Dallas, 1992 yılında Amerika'nın üçüncü güzeli seçildi. Şimdi ise, 2 çocuğumuz var. Spor dünyasına geri döndüm. Yüzmeyi, dalmayı ve parayelkenciliği öğrendim. Bildiğim kadarıyla ben, boyundan aşağısı tutmadığı halde parayelkencilikle uğraşan tek kişiyim. Tekerlekli sandalyemle, yarışlara katılıyorum. Tüm bunları neden yaptım? Çünkü uzun bir zaman önce çevremdeki farklı düşünen kişilerin seslerini değil, annemin ve kalbimin sesini dinlemeyi seçmiştim. İçinde bulunduğum koşulların düşlerimden vazgeçmek zorunda olduğum anlamına gelmediğine karar verdim. Koşulların hayalleri asla yıkmadıklarını öğrendim, hayaller insanın kalbinde ve kafasında doğarlar ve ancak orada ölebilirler. Çünkü zor olanın gerçekleşmesi uzun zaman alır ama, olanaksızın gerçekleşmesi biraz daha uzun zaman alır... Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba Günün Öyküsü BİTTİ