Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Yaşam | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 26 Haziran 2004

Televizyonu boğmak...

Gözlerim biraz daha kararmaya görsün.. Biraz daha heyheylenmeyeyim..
Ben onu götürüp banyoda rahat rahat boğabilirim.. Kimsenin ruhu bile duymaz.. Yaparım hani.. "Yaparım.." dediğimde yapılmıştır da hani..
Çıkartıp balkondan, dördüncü kattan aşağı da atabilirim etraftan el-ayak çekildikten sonra.. En küçük işim..
Aktör Erol Günaydın, yıllarca önce yapmıştı o işi.. Banyoya sokup boğmuştu ve sonra gecenin bir yarısı beni telefonla aramıştı:
"Ulan, televizyonu banyoya sokup boğdum.."
demişti keyifle..
Essahtan yapmıştı.. Televizyonun daha siyah-beyaz ve tek kanal olduğu bir zamanlar.. Tayyaye gibi olmuş, neye takmışsa takmış ve gece gömme banyoyu suyla doldurup televizyonunu (Hurda, boktan bir şeydi zaten..) içine koymuş, hiç acımasızca boğmuştu.. 1970'li yılların başları olmalıydı..
Sabah uyanıp ayıldığında, yediği halttan ötürü kıçı tutuşmuştu ama ne fayda..
Sonra, anında Erol'un televizyonunu boğduğu haberi yayılmış ve Hürriyet'in o zamanki sahibi Erol Simavi, kocaman ekran, yepyeni bir televizyon hediye etmişti adaşına..
Şimdi ben TV'yi boğmaktan bahsediyorum ama, bana kimsenin yenisini bir yana, selam bile göndermeyeceğini biliyorum aynı zamanda..
Ve o yüzdendir ki, o aletin ve o alemin artık iflah etmeyeceğine bir iyice inandığımdan (Güya; TV'ler, reklam şirketleri ve RTÜK anlaşıp reklamların belirli bir düzeye indirilmesini kararlaştırmışlar.. Onu benim külahıma ve de bir başka yerime daha anlatsınlar..), bundan böyle "beyazperde" olarak kullanmaya karar verdim.. Yani, bildiğimiz sinema.. Hemi de mevsime uyduğundan "açık hava sineması" olarak.. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın o açık hava sinemaları gibi.. Makine dairesi tamam.. Yani VCD mi ne, o karın ağrısı.. Film desen sebil.. Keyfin istediğinde tak filmi, püfür püfür eski günleri yaşa..
Akvaryum..
Televizyonun bulunduğu yere bir akvaryum koyacağım..
Abi bir dolu alık ve alıklıklar seyredeceğime, balıkları seyre dururum misler gibi.. Ne durup durduk yerde sinir yaparım, kimyamı dağıtırım, ne de bu yaşta yine ağzımı bozarım..
Haberleri de radyodan dinlerim.. Sankim babam da mı televizyondan dinlerdi haberleri..
Mamafih ve filvakika, bu akvaryum durup durduk yerde masraf açacak başıma ama, canım sağolsun!
Şimdi abi gece sokağa çıkıp, paranla rezil olacağına.. Televizyon karşısına geçip deli olacağına, en iyisi bir akvaryum.. Ki vaktiyle sahibi olduğum bir seyirlik..
Üff, ne balıklar bulmuştum o akvaryuma, ne balıklar! Akvaryumda, fena halde bir kiralık katilim bile vardı.. Kurtlar Vadisi'nin en kral katilini dokuz yerinden bozardı icabında.. Derisi, çizgi çizgi, bir mahpushane giysisi gibi olan bir canavar.. Hani adına "Tetrason" denilen bir mahlukat.. Onu aldın mı, akvaryumun bir başka bölgesinde iskan edeceksin.. Yoksam bu "Tetrason", isimleri dillere destan "Pirinha"lardan beter, acayip bir balık.. Kazara yanılgıya düşüp diğerlerinin arasına koyarsan, hepsi iki dakika sonra sırf kılçık.. Yafu dedim ya, akvaryum Kurtlar Vadisi..
Sulhiye..
İsmini benim koyduğum bir "Lepistas"ım vardı: "Sulhiye".. Bir gece vakti, ışıklar içinde yüzüp dururken ölmüştü..
Kocası Recep (Onun da isim babası bendim.. Ula, ben bir zamanlar ne üşütükmüşüm o ben..) Sulhiye'nin öldüğünü fark edince, ya da hareketsiz kaldığını anlayınca, yüzmeyi bırakıp, inip dipteki kum tabakasına çöküp kalmıştı..
Bu işleri bilen birisine telefon etmiştim o gece yarısı.. Akvaryumu kurarken bana yardım eden bir arkadaşa.. Durumu anlatmıştım.. Söylemiştim ki (Recep ile Sulhiye'yi o da biliyordu..):
- Sulhiye öldü.. - Fena.. Recep, acısına dayanamaz Sulhiye'nin.. Sabaha kalmadan o da ölür..
- Benim yapabileceğim bir şey.?
- Kimse bir şey yapamaz.. Karısı öldükten sonra yaşamaz o..
Ula fena halde düşünce yapmıştım o zamanlar.. Bu akvaryum balıklarının "aşkiyat mevzuatı"nı, bizim "insaniyet halleri"mizde hiç arama..
Sonra, o işten anlayan başkaları da teyit etmişlerdi.. "Lepistas'lar tek yaşamazlar.." demişlerdi..
Sulhiye'yi akvaryumdan almış, gitmiş yatmıştım.. Sabah, Recep'in ölüsünü bulmuştum..
Balık dünyası..
Akvaryumda iki tane de "Çöpçü"m vardı.. Gerçek tanımlamalarıyla, iki tane bokçu..
Bu balıkların dünyası da bizim dünyamıza benziyor az biraz.. Bu dediklerimin görevi, diğer kellifelli balıkların pisliklerini temizlemek, bokluklarını halletmek..
Yani onlara verdiğim paraya helal olsun.. Küçük parmağım büyüklüğündeler ama, canlı değil, sanki makine ikisi de.. Abi gün 24 saat, diğerlerinin sıçtıklarını temizlemekle meşguller hep.. Koca akvaryumun camlarında tek leke yok.. Bir pislik yapışsa, anında tertemiz ediveriyorlar orasını.. Önüne gelen balık akvaryumu berbat ediyor, gürültünün patırtının (En sessizinden...) bini bir para ama, iki "Çöpçü"nün de hiç umurlarında değil.. Tek düşündükleri temizlik..

***

Ve gecenin bir yerinde ışıkları söndürdüğünüzde, balıklar uykuya geçmeye hazırlanıyorlar.. Balıklar da uyurlar çünküm.. Ama hepsi, en çok da büyükleri, öncelikle sırtlarını, gerilerini, yani kıçlarını garantiye alıyorlar..
Hani şair demiş ya "Büyük balık küçük balığı yer demişler../Bok yemişler.." diye, aynen öyle.. İcabında küçücük balıklar, kocamanlarından tulum çıkartıyorlar..
Balıkların dünyasında da insanların dünyasında olduğunca alçakça, pek yüz yüze olmuyor.. Hep arkadan.. Hele bir uykuya dalmaya gör.. Üstelik, uyanıkken dost bilinenlerin çoğundan bile öyle..

***

Ula nereden nereye.. Erol Günaydın'ın televizyonu banyoya sokup boğmasından, bu akvaryum muhabbetlerine..
Yafu reklam manyağı ettiler milleti be! Tutmuş bir dizinin, bir bölümü iki saat.. Ama yarısı reklam..
Kendi şahsıma, istemez eksik olsun..
Reklamların yanı sıra birtakım alık ve alıklıkları seyre duracağıma, balıklara bakarım..
Fax : 0212 2815840
GÜNCEL
Devlet Devlet bursuyla okumuş
İstanbul'da otobüste patlattığı bomba ile 3 masum vatandaşın ölümüne...
Verin kızımızı alın oğlunuzu
Çuvaldaki Ceset
Oyunu haber bozdu
Dondurma yedi, öldü!
Baba cinneti
Organ savascısı
SPOR
Carlos'un Carlos'un yedeği
"Parreira, Leandro Silva'yı Milli Takım'da Roberto Carlos'un yerine...
Daum kaosu
Carew müjdesi
Junior geliyor
Sirtaki devrimi
Olağanüstü zafer
En güzel günlerimi Fener'de...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Par. Bul. 26 C,Par. Bul. 18 C
ANKARA - Kapalı 20 C,Par. Bul. 12 C
IZMİR - Par. Bul. 30 C,Par. Bul. 17 C
ANTALYA - Fırtına 26 C,Par. Bul. 20 C
ADANA - Par. Bul. 27 C,Par. Bul. 21 C
EKONOMİ
IMKB E: 17,355 D:% 2.76
DOLAR S: 1,491,000 D:% -0.07
EURO S: 1,809,000 D:% -0.33
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Yaşam | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm haklari saklidir.
MERKEZ GAZETE DERGI BASIM YAYINCILIK SANAYI VE TICARET A.S.