Bir okuyucumuz, ruh ile ilgili olarak şu soruları yöneltiyor: a- Dünyada ruhumuz sıkıntılı oluyor, tedavi görüyoruz. Ahirette de ruhumuz yine böyle sıkılacak mı? b- Öldükten sonra ruhumuz, yakınlarını tanıyabilecek mi? Akrabalarının öldüğünü bilir mi ve bu ruhlarla görüşür mü? c- Öldükten sonra cehennemliksek, bedenimiz acı çekecek mi, toprak bizi sıkar mı? d- Öldükten sonra ruhumuz gezer mi? CEVAP: Önce şunu bilelim, ruh hakkında çok geniş bilgimiz yoktur. Kur'an-ı Kerim'de "Sana ruh hakkında soruyorlar, ruh hakkında geniş bilgi Allah katındadır" diye buyuruluyor. Dolayısıyla, ruh ile ilgili ayrıntılı bilgi vermek mümkün değildir. Esasen ruh ile ilgili ayrıntılı sorulara gerek de yoktur. Yukarıdaki soruları genel dini bilgiler çevçevesinde cevaplandırmaya çalışalım. a- Ruhumuz ahirette sıkıntı çekmez, eğer genelde iman ve amelimiz iyi ise... Çünkü cennet ehli için ne korku ne de üzüntü yoktur orada. Bunu ayetler açıklıyor. Ehli cehennem ise, ruhu ile de bedeni ile de elbette sıkılacak ve ceza görecektir. b- Öldükten sonra ruhlarımız akrabalarını görebilir de, göremeyebilir de. Kesin ve açık bilgi yoktur bu konuda... Allah her ikisine de kadirdir. Biz Allah'tan hayır ve iyilik dileriz, insanların iyiliğine olan lütuf temenni ederiz. Ama kesin bilgi yok. c- Öldükten sonra hemen cennete veya cehenneme gitme, ceza görme yok. Bütün bunlar kıyametten sonra olacak. Kabirde azap olacağına dair, Kur'an'da açık ve net ayet yoktur. Ama azap ve cennetin kıyametten sonra olacağına dair çok sayıda ayet vardır. d- Öldükten sonra ruhumuz gezebilir de, gezemeyebilir de... Tekrar söyleyelim, ruhlar hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Esasen; ruh, cin, şeytan ve melek gibi görünmeyen varlıklar ile fazla meşgul olmanın da yararı yoktur. Bu türlü konular, insanı bunalıma sokarlar. Bu konulardan uzak durmak daha iyidir.
Kur'an-ı Kerim'den başka kutsal kitaplara da inanmak zorunda mıyız? Eğer öyleyse, onların emirlerini de mi uygulayacağız? CEVAP: Biz Müslümanlar, Allah tarafından gönderilen bütün peygamberlere inanırız. Aralarında bir ayrım da yapmayız. O peygamberlere verilen kitaplara da inanırız. Ancak o kitapların aslına inanırız, o peygamberlere o kitapların verildiğine inanırız. Ama o kitapların insanlar tarafından değiştirilmiş şekline de, "Değiştirilmiş ve bozulmuş" diye inanırız. Dolayısıyla, o kitapları uygulamak zorunda kalmayız. Mesela, Hz. Musa'ya Tevrat indirilmiştir ama sonradan Yahudiler Tevrat'ı değiştirmişler, içine yakışıksız şeyler katıştırmışlardır. O nedenle, biz onun sadece aslına inanırız. Hz. İsa'ya, Allah İncil'i vermiştir. O bir tane idi. Bugün elimizde 4 İncil var. Birbirini tutmaz. Bu İnciller, yazarının hatıraları şeklindedir. Allah'ın Hz. İsa'ya indirdiği İncil, tamamen yok olmuştur.