Vay efendim! Avrupa Birliği'nin öne sürdüğü "bahaneler" sebebiyle, DEP'li milletvekillerini bırakmışız. Artık bahane kalmamış. Hukukun üstünlüğüne güvenmeyip, "kendilerini yargılatmayı" askıya alanlar "dokunulmazlık zırhına" bürünecek ve artık bahane kalmayacak öyle mi? Herkes kendi adalet sistemini icat edecek, milli değerlerimize ve Atatürk ilkelerine sövenler ayrıcalıklı hukuka tabii tutulacak ve bahane kalmayacak öyle mi? Ne güzel memleket. Türkiye Cumhuriyeti ilkelerine karşı olan her düşünceye geçitler açılıyor. Ballı-börekli yorumlar yapılıyor. Gazetelerimiz, demokrasinin basın sözcüleri. İnsan haklarının sokaktaki zorbalara teslim edildiği bir ülkede, renkli resimler sunuyorlar bizlere. Göz boyamanın ustaları için bunlar çocuk oyuncağı... Avrupa'ya giden yol, DEP'lilerin tahliyesinden geçiyorsa, yazık bu ülkeye... Bir yanımızda küçücük bir toprak yol açılıyor, öte yandan irticaya otobanlar döşeniyor. Tarihi bir palazlanma yaşayan irtica konvoylarıyla Türkiye, Avrupa Birliği'nde kendisine yer bulacağını sanıyor. Sanırsınız ki, tarihin en demokratik günlerini yaşıyoruz. Açılan bir hapishane kapısından demokrasi sesleri geliyor da, açılmayan kapıların ardında biriken günahlarımızı ne yapacağız? Sinsi bir oyunun ortasındayız. Demokrasi "bahanesiyle", berbat bir finale doğru yol alıyoruz. "Şeytan abdest alıyor!" Şeytan yakında ibadete başlayacak. Akan sular durulacak, yoksulluğun kökü kazınacak, herkesin çocuğu politikacıların çocukları gibi eşit şartlara kavuşacak!!! Mafyanın egemenliğine kılını kıpırdatmayanlar, namuslu insanların kılına dokunulmayacak bir sistem icat edecek ve biz bunları göreceğiz! Ya da dünyanın kaç bucak olduğunu göreceğiz! Rüşvet alan memuru şikayet ederken belge istenecek de, bizler yazdığımız yazılar için hapislere gireceğiz! Aslına bakarsanız, silah çeken adamların, takımlarını kümede bıraktığı bir lig düzeni gibiyiz. Hadi bakalım, yolumuz açık olsun! "Avrupa, Avrupa duy sesimizi! "Bu bizim demokrasinin ayak sesleri!"
Ben bir sana muhtacım Bir anamın duasına Gazabına uğradım Yabancıyım başkasına
Canım seni istiyor Tuz basıyorum yarama Arama diyorum Deli gönlüme Bir daha onu arama
Koskoca İstanbul Yokluğunu ezberledi Bir tek bu gönül Senden başkasına Yüz vermedi Hakkı YALÇIN