Geçen gün komşularla balkonda oturuyorduk. Aklıma ne kadar uzun zamandır Türk sanat musikisi dinlemediğim geldi. "Şöyle güzel musiki söyleyen biri çıksa, gidip kasetini kendi ellerimle alacağım." dedim. Aslında TRT'de var evlatlarım, ama kırk yılda bir pazar günleri falan yayınlıyorlar. Baktım herkes benimle aynı fikirde. Şöyle Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla gibi sanatçılar olsa, akşamları hafif hafif balkondan etrafı seyrederken dinlesem diye geçirdim içimden.
***
Aslında o kadar çok kaset çıkıyor ki takip etmek mümkün değil. Müzik kanallarını ne zaman açsam yeni birisiyle karşılaşıyorum. Yani sabah erken kalkan, soluğu İMÇ'de alıyor. Hakkı Yalçın evladım arayınca söyleyeyim de bir de sanat musikisi albümü hazırlasın. TRT sanatçılarına söyletsin. Valla yapar mı yapar, çok çalışkan bir evladım o. Neyse... Ben böyle derin düşüncelere dalmışken, komşularımdan biri Hülya Avşar'ın kaset yapmak istediğini ama beste beğenmediğini söyledi. "O zaman otursun kendisi bestelesin. O kadar yıldır şarkı söylüyor, hiç olmazsa bir şiir yazacak kadar duygusallaşmıştır" dedim. Ama maalesef beste yapmak, şarkı söylemek kadar kolay bir iş değil evlatlarım.
***
Hele insanın aklı paradan ve şöhretten başka birşeye çalışmıyorsa, resim yapamaz, şiir yazamaz, tiyatroda oynayamaz evlatlarım- Sanatçının kıymetinin bilinmediği bir ülkede ancak sabahları erkenden İMÇ'ye gidenler prim yapar evlatlarım. Siz sanattan vazgeçmeyin çocuklarım. Yanağınızdan öpüyorum.