Ve Kuşadası Kaymakamı Dilaver Bey arz etti ki, "BaşvekilİsmetPaşaHazretleri"ne: "KanapiçeKoyuDipburnuKarakoluerlerindenbeşipusudayken,saat16.00sıralarındaüçkişininçıplakolarakbirkotraileerlerinpusuyerineyaklaştıklarıveikisininkarayaçıktıkları,erlerimizin'Teslimolun'ihtarınamukabilkarayaçıkanikisininderhalvetekraraşağıyaatladıklarıgörüldüğünden,erlerimizintekrar"Teslimolun"diyebağırmalarınarağmenbunlarındenizeatladıklarıvebununüzerineateşaçıldığı...Birinindenizüstündekaldığını...İkisininateştenmasunbiryeresığındıkları...Açılanateştenbirininöldüğü,birinindeyaralıolduğu...İngilizHarpgemisininbirYunanmotorunusahillerimizegöndererekcesetlerinbulunmasınıricaettiğianlaşılmıştır...Arzederim."
***
Olayın üçüncü günü, yani 16 Temmuz öğleden sonrasına kadar, Kuşadası'nda kayda değer bir şey olmadı.. Olmadı ama Ankara'nın bütün dikkatleri yine de oradaydı.. Kuşadası ile Başkent arasındaki telgraf tellerine ambargo konulmuş ve her yeni haberin ivedilikle ulaştırabilmesi için bütün tedbirler alınmıştı.. Ve 16 Temmuz günü saat 14.00 sıralarında, üç bacalı bir İngiliz harp gemisi Dipburnu istikametinden gelerek, limanın dört mil açığında durdu.. Kaymakam Dilaver Bey, aynı anda Ankara'ya şu telgrafı çekti: "Tarrasuttayım..Harpgemisindenbirmotorsahilimizeyaklaşıyor.Karayaçıkmalarınaizinverelimmi?" Ankara'nın cevabı kısa oldu: "Gelenmotoruyalnızlimanreisikarşılasın.Siztelgrafhanedebulunun.Sadecelimanreisiylegörüşsünler..." Kaymakam, aldığı direktife uydu.. Ancak gelenler kaymakam ile görüşmek istiyorlar ve onu ayaklarına çağırıyorlardı.. Yani limana.. Bu sıralarda, telgrafın yanı sıra bir manyetolu telefon da Ankara ile temas halindeydi.. Dilaver Bey, bu durumu telefonla Başvekil Paşa Hazretleri'ne arz edilmek üzere hemen aktardı.. Ve telefonun öbür ucundan gelen seslere kulak verdi: - GaziPaşaKızılcahamam'da,şimdibulduk,temasediyoruz. Birkaç dakikalık bir beklemeden sonra, "BaşvekilİsmetPaşaHazretleri" buyuruyorlardı ki: "Kaymakamımızlimandairesinegitmeyecektir.Kaymakamıziyaretetmekistiyorlarsa,gelenleriKaymakamBeyancakkendimakamındakabuleder.Olayınnasılcereyanettiğinisorarlarsa,münasipbirşekildebilgiverir." Kuşadası Kaymakamlık Binası o sıralar yeni inşa edilmiş ve Kaymakamlık makamı da oldukça iyi döşenmişti.. Dilaver Bey'i odasında ziyaret edenler, göğüsleri nişanlarla dolu iki İngiliz subayı ile iki sivildi.. Yabancılar, gösterilen koltuklara oturduktan sonra hemen konuyu açtılar.. Sivillerden iyi Türkçe bilen ve Rum olduğu anlaşılan biri, konuşmanın Fransızca olarak cereyan etmesini istedi.. Dilaver Bey, aralarında Türkçe bilen biri olduğuna göre bunu gereksiz bulduğunu söyledi.. Sadede gelindi ve önce İngilizler laf aldılar.. Onlara göre: "SisamAdası'nabirnezaketziyaretiyapmaktaolanİngilizAkdenizFilosu'namensupbazıharpgemileri,sahillerimizeyakındemirlemişler.Bugemilerdenbirinde,üçsubaydürbünlekıyılarımızıseyretmişler.KanapiçeKoyu'nunbulunduğuDipburnusahilininplajınıvekumunuçokbeğenmişler.Yüzmeküzerebirsandalabinipburayadoğrugelirlerken,kendilerinekıyılarımıza50metrekalaateşaçılmışvesubaylardanbiriölmüş,diğerleriyaralıolarakgemilerinedönmeyibaşarmışlar.Türkmakamlarınınbukonudakarşıçıkacaklarıbirnoktavarmıymış?" Dilaver Bey, olayın İngilizler tarafından geçiştirilmek istenen kısmını ele aldı önce, cevaplamasını yaparken.. Üzerlerine ateş açılan İngiliz subayları karaya çıkmışlardı.. "Dur" emrine itaat etmemişlerdi.. Bu, kaçakçılığı önlememize dair olan kanun maddesine aykırı bir davranıştı.. 1918 Numaralı Kanun'a göre, bu tip hareket eden kişilere ateş edilirdi.. Olaydan üzüntü duyulmaktaydı ama askerlerimizin hareket tarzı kanunlarımıza uygundu.. Bu tarzdaki konuşma, iki saate yakın bir süre devam etti.. Sona doğru, İngiliz kumandan cebinden bir kağıt çıkartarak kaymakama hitaben şöyle konuştu: - LondraHükümeti'ndenaldığımüçmaddeliktalimatısizebildirmekisterim.LondraHükümeti,OsmanlıHükümeti'neşuisteklerininbildirilmesinitalepetmektedir. Dilaver Bey, burada kumandanın lafını kesti: - Kumandancenaplarıyanlıştemasaramaktadırlar.BenTürkiyeCumhuriyeti'nintemsilcisiyim.OsmanlıHükümeti'nindeğil... İngiliz, kızararak ve özür dileyerek "TürkiyeCumhuriyeti" olarak değiştirdi lafını ve istekleri sıraladı! (DEVAMEDECEK)