Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 03 Ağustos 2005

'Ben, Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcisiyim..'

Ve Kuşadası Kaymakamı Dilaver Bey arz etti ki, "Başvekil İsmet Paşa Hazretleri"ne:
"Kanapiçe Koyu Dipburnu Karakolu erlerinden beşi pusudayken, saat 16.00 sıralarında üç kişinin çıplak olarak bir kotra ile erlerin pusu yerine yaklaştıkları ve ikisinin karaya çıktıkları, erlerimizin 'Teslim olun' ihtarına mukabil karaya çıkan ikisinin derhal ve tekrar aşağıya atladıkları görüldüğünden, erlerimizin tekrar "Teslim olun" diye bağırmalarına rağmen bunların denize atladıkları ve bunun üzerine ateş açıldığı... Birinin deniz üstünde kaldığını... İkisinin ateşten masun bir yere sığındıkları... Açılan ateşten birinin öldüğü, birinin de yaralı olduğu... İngiliz Harp gemisinin bir Yunan motorunu sahillerimize göndererek cesetlerin bulunmasını rica ettiği anlaşılmıştır... Arz ederim."

***

Olayın üçüncü günü, yani 16 Temmuz öğleden sonrasına kadar, Kuşadası'nda kayda değer bir şey olmadı.. Olmadı ama Ankara'nın bütün dikkatleri yine de oradaydı..
Kuşadası ile Başkent arasındaki telgraf tellerine ambargo konulmuş ve her yeni haberin ivedilikle ulaştırabilmesi için bütün tedbirler alınmıştı..
Ve 16 Temmuz günü saat 14.00 sıralarında, üç bacalı bir İngiliz harp gemisi Dipburnu istikametinden gelerek, limanın dört mil açığında durdu.. Kaymakam Dilaver Bey, aynı anda Ankara'ya şu telgrafı çekti:
"Tarrasuttayım.. Harp gemisinden bir motor sahilimize yaklaşıyor. Karaya çıkmalarına izin verelim mi?"
Ankara'nın cevabı kısa oldu:
"Gelen motoru yalnız liman reisi karşılasın. Siz telgrafhanede bulunun. Sadece liman reisiyle görüşsünler..."
Kaymakam, aldığı direktife uydu.. Ancak gelenler kaymakam ile görüşmek istiyorlar ve onu ayaklarına çağırıyorlardı.. Yani limana.. Bu sıralarda, telgrafın yanı sıra bir manyetolu telefon da Ankara ile temas halindeydi.. Dilaver Bey, bu durumu telefonla Başvekil Paşa Hazretleri'ne arz edilmek üzere hemen aktardı.. Ve telefonun öbür ucundan gelen seslere kulak verdi:
- Gazi Paşa Kızılcahamam'da, şimdi bulduk, temas ediyoruz.
Birkaç dakikalık bir beklemeden sonra, "Başvekil İsmet Paşa Hazretleri" buyuruyorlardı ki:
"Kaymakamımız liman dairesine gitmeyecektir. Kaymakamı ziyaret etmek istiyorlarsa, gelenleri Kaymakam Bey ancak kendi makamında kabul eder. Olayın nasıl cereyan ettiğini sorarlarsa, münasip bir şekilde bilgi verir."
Kuşadası Kaymakamlık Binası o sıralar yeni inşa edilmiş ve Kaymakamlık makamı da oldukça iyi döşenmişti.. Dilaver Bey'i odasında ziyaret edenler, göğüsleri nişanlarla dolu iki İngiliz subayı ile iki sivildi.. Yabancılar, gösterilen koltuklara oturduktan sonra hemen konuyu açtılar.. Sivillerden iyi Türkçe bilen ve Rum olduğu anlaşılan biri, konuşmanın Fransızca olarak cereyan etmesini istedi.. Dilaver Bey, aralarında Türkçe bilen biri olduğuna göre bunu gereksiz bulduğunu söyledi.. Sadede gelindi ve önce İngilizler laf aldılar.. Onlara göre:
"Sisam Adası'na bir nezaket ziyareti yapmakta olan İngiliz Akdeniz Filosu'na mensup bazı harp gemileri, sahillerimize yakın demirlemişler. Bu gemilerden birinde, üç subay dürbünle kıyılarımızı seyretmişler. Kanapiçe Koyu'nun bulunduğu Dipburnu sahilinin plajını ve kumunu çok beğenmişler. Yüzmek üzere bir sandala binip buraya doğru gelirlerken, kendilerine kıyılarımıza 50 metre kala ateş açılmış ve subaylardan biri ölmüş, diğerleri yaralı olarak gemilerine dönmeyi başarmışlar. Türk makamlarının bu konuda karşı çıkacakları bir nokta var mıymış?"
Dilaver Bey, olayın İngilizler tarafından geçiştirilmek istenen kısmını ele aldı önce, cevaplamasını yaparken.. Üzerlerine ateş açılan İngiliz subayları karaya çıkmışlardı..
"Dur" emrine itaat etmemişlerdi.. Bu, kaçakçılığı önlememize dair olan kanun maddesine aykırı bir davranıştı.. 1918 Numaralı Kanun'a göre, bu tip hareket eden kişilere ateş edilirdi.. Olaydan üzüntü duyulmaktaydı ama askerlerimizin hareket tarzı kanunlarımıza uygundu..
Bu tarzdaki konuşma, iki saate yakın bir süre devam etti.. Sona doğru, İngiliz kumandan cebinden bir kağıt çıkartarak kaymakama hitaben şöyle konuştu:
- Londra Hükümeti'nden aldığım üç maddelik talimatı size bildirmek isterim. Londra Hükümeti, Osmanlı Hükümeti'ne şu isteklerinin bildirilmesini talep etmektedir.
Dilaver Bey, burada kumandanın lafını kesti:
- Kumandan cenapları yanlış temas aramaktadırlar. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcisiyim. Osmanlı Hükümeti'nin değil...
İngiliz, kızararak ve özür dileyerek "Türkiye Cumhuriyeti" olarak değiştirdi lafını ve istekleri sıraladı!
(DEVAM EDECEK)
Fax : 0212 2815840
GÜNCEL
Bir Bir basamak lütfen!
Ebru Başar, Türkiye'de yaşayan binlerce bedensel engelli adına...
Parmak izi tartışması
Katil yağmur!
PKK, başkanı bıraktı
Görülmemiş düğün
Vekil karnesi
Mahzene baskın!
SPOR
Nihat Nihat umudu
Real Sociedad ile sözleşmesi sezon sonunda bitecek olan tecrübeli...
Everton sendromu
Farkı gösterin
Yıldız isterim
Sıkıntı ortada
Aslan, Pires'ten haber bekliyor
Hoşgeldin Anorthosis
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Açık 30 C,Açık 21 C
ANKARA - Par. Bul. 31 C,Açık 15 C
IZMİR - Açık 38 C,Açık 22 C
ANTALYA - Açık 30 C,Açık 22 C
ADANA - Açık 30 C,Açık 24 C
EKONOMİ
IMKB E: 29.543,480 D:% -0,78
DOLAR S: 1,326 D:% 0,19
EURO S: 1,619 D:% 0,28
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu